Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3268 Esas 2022/7113 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3268
Karar No: 2022/7113
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3268 Esas 2022/7113 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/3268 E.  ,  2022/7113 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.12.2018 tarih ve 2018/518 E- 2018/1061 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 02.12.2020 tarih ve 2019/693 E- 2020/1249 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının davalı şirkette % 33 pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 14/04/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısının 5, 7 ve 9. maddelerinin kanuna esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan dolayı iptali gerektiğini, zira 5. maddenin içeriği itibariyle dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, 7. maddedeki müdürlere verilen aylık ücretin dürüstlük kuralına ve örtülü kazanç yasağına aykırı olduğunu, ayrıca 9. maddenin yapılan oylamasında davacının olumsuz oy verdiğinin ve muhalefet şerhi verdiğinin tutanağa geçirilmediğini, ayrıca 5. maddedeki muhalefet şerhlerinin ve olumsuz oyun tutanağa geçirilmemesi dolayısıyla 5. maddenin mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek, 14/04/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısının 5, 7 ve 9. maddelerinin iptaline ayrıca 5. maddenin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, 5 ve 7. maddelerin yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının ikame ettiği davada dava koşullarının yerine getirilmediğini, davacının olağan genel kurul gündemindeki 5, 7 ve 9. maddeleri ile alınan kararlarının iptalini isteyebilmesi için öncelikle karara muhalif kalması ve bu muhalefetinin genel kurul toplantı tutanağına geçirilmesi gerektiğini, davacının gündem 5. maddesine herhangi bir muhalefetinin olmadığını, bilanço ve gelir tablosuna ilişkin olan bu maddenin görüşmelerinde verilen kararın oy birliği ile alındığını, davacının olumlu oy vermesinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere uygun olduğunu, çünkü davacının şirketin üç müdüründen biri olduğunu, gündemin 7 ve 9. maddeleri ile ilgili alınan kararlara davacının olumsuz oy kullandığını, fakat muhalefetinin gerekçelerini genel kurul tutanağına geçirmediğini ve yazılı bir şekilde düzenlenen muhalefet şerhini bu tutanağa ekletmeyip sonradan da göndermediğini, toplantı sırasında böyle bir talepte de bulunmadığını, bu nedenlerle dava koşulu gerçekleşmediğinden davanın kanunun aradığı koşullar gerçekleşmediğinden reddi gerektiğini, gündemin 7. maddesinin huzur hakkı ödemesine ilişkin olduğunu ve genel kurulda belirlenen huzur hakkının seçilen iki şirket müdürünün çalışması karşılığı olduğunu, aksine esas mukavelelerde bir hüküm olmadığını, bu durumun esas sözleşmede belirlenmediğinden genel kurulca karar verildiğini, bu kararın oy çokluğu ile alındığını ve örtülü kâr transferinin de söz konusu olmadığını, verilen emek karşılığında vergisinin ödendiğini, şirketin büyüklüğü ile mütenasip bir yasal ödeme olduğunu ve şirket genel kurulunun devredilemez yetkileri arasında olduğunu, Yeni Çağdaş İht. ve Gıda Mad. İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin toplam olarak 107 mağazası ile ayrıca 7 adet iştirakinin bulunduğunu, bunları yönetmek işinin iki müdürün insanüstü gayreti ile olduğunu, şirketin büyüklüğü, yönetim zorluğu, mesai sınırlamasının olmaması gibi zorluklar nedeni ile genel kurulun bu karara vardığını, davacının gündemin 9. maddesine ilişkin iptal isteminde öncelikle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, fakat incelendiği durumda da 2017 yılı kârının davacının önerisi gibi 15.000.000,00 TL olarak değil de 3.000.000,00 TL olarak oy çokluğu ile kabul edildiğini, şirketin finansal durumuna da uygun olduğunu, şirketin 2017 yılı kârının 24.266.803,32 TL olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, TTK' nın 622. maddesi yollamasıyla 444 ve 446. maddeleri gereğince limited şirket ortaklar kurulu kararı iptalini ancak toplantıda hazır bulunup olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten şirket ortağı talep edebilecek iken iptale konu 5. maddede davacının olumsuz oyu ve muhalefet şerhinin, 7 ve 9. maddelerde ise muhalefet şerhinin bulunmadığı, bu suretle davacının ortaklar kurulu kararının iptalini isteyemeyeceği, her ne kadar davacı muhalefet şerhinin ve olumsuz oyunun tutanağa geçirilmediğini iddia etmiş ise de, iddiayı ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, davacının iddiasını her türlü delil ile ispatı mümkün ise de iddiayı ispata yönelik mahkememize herhangi bir delil ibraz etmediği nazara alınarak davacının bu iddiasına itibar edilmediği, bu suretle davalı şirketin 14/04/2018 tarihli ortaklar kurulunun 5, 7 ve 9. maddelerinin iptal talebi ile birlikte münhasıran muhalefet şerhi ve olumsuz oyunun tutanağa geçirilmediği iddiasına dayalı olarak 5. maddenin mutlak butlanla malül olduğunun tespitini isteyen davacı vekilinin 5. madde yönünden butlan talebi de yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davacının diğer maddeler yönünden ise muhalefet şerhinin tutanağa yazılmasının veya eklenmesinin engellendiği yönündeki iddiası da vakıa iddiası olduğundan (5). maddedeki iddianın ispat koşulları ile aynı olduğu, davacının bu iddiaları yönünden de iddiasını ispata yarar delil sunmadığı gibi tanık deliline de dayanmadığı, davalının tanıkları ilk derece mahkemesince dinlenilmediği halde istinaf sebepleri arasında bu sebebe yer verilmediği, bu nedenle ilk derece mahkemesinin bu sebeplere dayalı istinaf isteminin reddi gerektiği, ilk derece mahkemesinin davanın reddine yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2- Davaya konu Genel Kurul Toplantısına ait toplantı tutanağı 7. maddesinde davalının sadece ret oyu kullanmadığının aynı zamanda karara muhalif kaldığının da toplantı tutanağından açıkça anlaşıldığı, bu nedenle 7. maddenin iptali için dava şartının oluştuğu dikkate alınmadan ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile Genel Kurul Toplantı tutanağı 7. maddesi içinde davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine,
    18.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara