Esas No: 2021/3231
Karar No: 2022/7112
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3231 Esas 2022/7112 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3231 E. , 2022/7112 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07.11.2017 tarih ve 2017/282 E- 2017/208 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 18.02.2021 tarih ve 2018/1178 E- 2021/332 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin kullanıcılarına bulut tabanlı yönetim yazılım hizmetleri sunan ve bulut tabanlı apartman ve site yazılımları sektörünün öncüsü olan bir şirket olduğunu, davacının davalının “bulut yönetim” ibareli markasından İstanbul 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2014/159 Esas sayılı dosyasındaki dava kapsamında haberdar olduğunu, bulut yönetim ibaresinin çevrimiçi bilgi dağıtımını sağlamak amacıyla bilişim cihazları arasında ortak bilgi paylaşımını sağlayan ve İngilizce "cloud computing" olarak ifade edilen bulut bilişim üzerinden sağlanan servis ve hizmetlerin yönetiminin yapıldığı sistemi ifade ettiğini, bu ibarenin bilişim sektöründe verilen bir hizmeti tanımlamak için kullanılan bir ifade olduğunu, esasa ilişkin olarak ise bulut yönetim ifadesinin sektörde web tabanlı yönetim sistemlerini ifade etmek için kullanılmakta olup ayırt edicilik unsurundan yoksun olduğunu, marka olarak tescil edilemeyeceğini, bu ibarenin sektörde kullanılan jenerik bir ifade olduğunu, ayrıca davacının bu ibareyi marka olarak tescilinde kötüniyetli olduğunu, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini ileri sürerek davalıya ait 2012/48904 tescil numaralı bulut yönetim ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalının bu eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile haksız rekabetin menine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının 2009 yılında kurulan ve bilgisayar danışmanlık faaliyetleri, donanım gereksinimleri gibi alanlarda hizmet veren bir şirket olduğunu, dava konusu markanın davalı tarafından tescil ettirildiğini, yine aynı isimle 2011 yılından beri alan adını kullandıklarını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davalı tarafından davacı aleyhine açılan davanın karara çıktığını ve dosyanın Yargıtay'da olduğunu, davalı ile davacının aynı sektörde hizmet sunduğunu, davacının hukuka aykırı eylemlerini hukuka uygun hale getirmek için bu davayı açtığını, davalının bu ibareyi etkin ve yoğun biçimde kullanması neticesinde ayırt edici hale geldiğini, davalının bu ibare bakımından gerçek hak sahibi olduğunu, TRİPS'in 15/1 maddesi uyarınca davalının bu ibareyi ayırt edici hale getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, bulut yönetimi markasının 9. sınıfta yer alan ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyon içi cihazlar) (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil ) manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları, bilgisayar ağları vasıtası ile indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar, 42. sınıfta bilgisayar hizmetleri yönünden markanı emtialara yönünden bulut yönetimi bilişim sektörü alanında belirli bir hizmeti işaret ettiği, sektör yönünden tanımlayıcı ve herkesin kullanıma açık bir ifade olduğu, bu emtia ve hizmet grubunda markanın tescil edilemeyeceği, bu kısım yönünden talebin kabulü, diğer kısımlar yönünden markanın bir tescil engeli bulunmadığı, her ne kadar kötüniyetli tescil yönünden talepte bulunulmuş ise de davacı tarafın markayı kötüniyetli tesciline yönelik herhangi bir hususun ispat edilemediği gerekçesiyle davacı tarafın davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 2012/48904 tescil numaralı bulut yönetim markasının 9. sınıfta ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyon içi cihazlar) (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil) manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları, bilgisayar ağları vasıtası ile indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilin elektronik yayınlar, 42. sınıfta bilgisayar hizmetleri yönünden markanın tanımlayıcı olup bu kısımlar yönünden tescil engeli olduğundan bu emtia grubunda markanın hükümsüzlüğüne, TPMK kayıtlarından kısmen terkin edilmesine, diğer talepler yönünden yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; “Bulut Yönetimi” ibaresinin bilişim alanında belli bir hizmete işaret etmekte olup bu sektörde tanımlayıcı ve herkesin kullanımına açık bir işaret niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalıya ait markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından markanın 9.sınıftaki "ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işleme, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil) manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar" ve 42. sınıftaki "bilgisayar hizmetleri" yönünden tanımlayıcılık özelliğinin bulunması nedeniyle tescil engelinin bulunduğu, yine “Bulut” kavramının bir hizmet olmakla beraber bir teknolojiye ve bir platforma verilen genel bir isim olup davalı ve davacı şirket tarafından geliştirilmediğinden bu hizmeti tanımlayıcı kelimeler yönünden tarafların hiçbirinin üstün hak sahibi olduğundan söz edilemeyeceği, somut olay bakımından sessiz kalma suretiyle hak kaybının gerçekleştiği ileri sürülmüş ise de, 556 sayılı KHK'nın 7/1-c ve 7/son maddelerine göre bu markanın kullanımı sonucu ayırt edicilik kazandığının ispat edilememesine göre bu yöndeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK' nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.