(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi 2011/4582 E. , 2011/2662 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, şikayet edilenin İzmir 6.İcra Müdürlüğü"nün 2009/4851 sayılı takip dosyasında borçluya ait malları haczettirdiğini, bu mallar için aynı dosyada 3. şahsın istihkak iddiasının bulunduğunu, davanın derdest olduğunu, haczin kesinleşmediğini, bu mallarının borçluya mı, yoksa istihkak iddia edene mi ait olduğunun belli olmaması nedeniyle paylaştırmanın istihkak davası olmayan dosyalar arasında yapılması gerektiğini ileri sürerek, yapılan derecelendirme kararının iptali ile paylaştırmanın istihkak iddiası olmayan dosyalar arasında yapılmasına, bu olmaz ise istihkak davasının sonucunun beklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Şikayet olunan vekili, kendilerine ait olan dosyadaki haczin önceki tarihli olduğunu, borçlu ve 3. sahsın istihkak iddialarının mahkemece reddedildiğini, istihkak iddiası kaldırıldığından mahcuz malların borçluya ait olduğunun kesinleştiğini, haczin kesinleşmemesi gibi bir durumun olmadığını, sadece istihkak davasının kesinleşmediğini, gerek borçlu gerekse 3. şahıslarca muvazaaya başvurulduğunu savunarak, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçi tarafça uygulanan haczin 05.11.2009 tarihli olduğu, İzmir 1. İcra Müdürlüğü dosyasından konulan haczin de sonraki tarihli olduğu, takipte ileri sürülen istihkak iddiasının sonuçlandığı, mahcuz malların aidiyetinin kesinlik kazandığı, şikayetçinin iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar vermiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
Şikayetçi vekili 14.10.2010 havale tarihli mazeret dilekçesi ile aynı tarihli duruşmaya katılamayacağını bildirmiş ve mahkemece anılan duruşmada davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmiş ise de, yokluğundan davanın sonuçlandırıldığı görülmüştür. Oysa ki, bir tarafın mazereti kabul edildiği takdirde masraf verilmiş ise onunla, verilmemiş ise diğer taraftan alınarak, mazeretli sayılan tarafa yeni duruşma günü bildirilmelidir. Çünkü, işin mahiyetine ve mahkemenin türüne göre bir yargısal işlem ancak ya tefhim veya tebliğ ile geçerlilik kazanır. O halde, mazeret kabul edildikten sonra, duruşma günü kendisine bildirilmeyen tarafın yokluğunda karar verilemez.
1982 Anayasasının 36. HMK"nun 27. (HUMK"nun 73.) maddeleri uyarınca taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez.
Şikayetçi vekilinin, mazereti kabul edilmiş olmasına rağmen, yokluğunda duruşmaya devam edilerek, savunma hakkının kısıtlanması doğru olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.