Esas No: 2021/3293
Karar No: 2022/7114
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3293 Esas 2022/7114 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3293 E. , 2022/7114 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20.03.2019 tarih ve 2017/204 E- 2019/105 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 29.01.2021 tarih ve 2019/981 E- 2021/81 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA+Şekil" ibareli marka başvurusunun, davacı adına tescilli "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA DOĞAL LEZZET 40. YIL SÜTAŞKI SÜTAŞ+ŞEKİL" ibareli markası ile benzer olduğunu, iltibas tehlikesinin bulunduğunu, markalarının tanınmış marka olduğu iddiasıyla yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından kısmen reddine karar verildiğini, oysa davaya konu marka ile davacının markasının ayırt edilemeyecek derece benzer olup, davaya konu markayı gören ortalama tüketicinin dava konusu markanın davacıya ait seri markalardan olduğunu düşünerek her iki marka arasında irtibat kuracağını, ayrıca dava konusu markanın 556 sayılı KHK'nın 7/1-c maddesi uyarınca tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan tanımlayıcı bir ibare olduğunu, dava konusu markanın davacı markasının içeriğini sulandırıcı nitelikte olduğunu ve davalının marka başvurusunda kötüniyetli olduğunu ileri sürerek dava konusu marka başvurusuna itirazlarının kısmen reddine dair 17/04/2017 tarihli ve 2017-M-2659 sayılı YİDK kararının iptali ile davaya konu marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, davacının davaya konu marka başvurusuna itirazı üzerine davacının redde mesnet markası ile davaya konu marka başvurusunun 556 Sayılı KHK' nın 8/1-b maddesi anlamında benzer bulunarak davaya konu marka başvurusu ile davacının redde mesnet markasının tescilli olduğu aynı/benzer türden mal ve hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, davaya konu başvuru kapsamında kalan diğer mal/hizmetlerin aynı/benzer olmadığını, başvurunun kötüniyetli olmadığını, Kurum kararının usule ve hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA DOĞAL LEZZET 40. YIL SÜTAŞKI SÜTAŞ+ŞEKİL" ibare ve biçimli markasıyla davalının "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA+ŞEKİL" ibare ve biçimli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira markaların bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma esnasında tescilli marka ile başvuru konusu işaretin parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının mücerret bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı; davacı ... davalı markalarında "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA" ibarelerinin ortak olduğu, ancak anılan ibarenin tek başına ayırt edicilik taşıyacak biçimde markalarda ve başvuruda yer almadığı, esasen çiftlik ürünlerini tanımladığından yalnız başına ayırt ediciliğinin de bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idari ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacıya ait itiraza dayanak marka ile dava konusu "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA+ŞEKİL"" ibareli başvuru arasında, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak, bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ve YİDK kararında da markaların benzer olduğu belirtilmiştir. Bu durum karşısında Dairece, ilk derece mahkemesinin tarafların markalarını oluşturan ibareler arasında benzerlik bulunmadığı yönündeki görüşüne iştirak edilmediği, dava konusu başvuru kapsamında yer alan hizmet sınıfı ile davacının redde mesnet markasının tescili olduğu emtia sınıfının farklı olduğu bildirilmiş olup Dairece de bu görüşe iştirak edilerek dava konusu başvuru kapsamında kalan hizmetler yönünden davacı markasının kapsamındaki mallar arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığının kabul edildiği, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b kapsamında yapılan değerlendirmede her ne kadar tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmakta ise de emtia yönünden benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK'nın 8/1-b şartlarının somut olayda bulunmadığı, dava konusu "ÇİFTLİKTEN SOFRALARA" ibareli başvuru incelendiğinde dava konusu başvurunun, kapsamında kalan hizmetler yönünden, hizmetin karakteristik bir özelliğini hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan derhal düşündüren ve akla getiren bir ibare olmadığından anılan madde kapsamında tescil engeli bulunmadığı, mahkemece, davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK' nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 20/03/2019 gün ve 2017/204 E. - 2019/105 K. sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.