Esas No: 2011/2096
Karar No: 2011/2649
Karar Tarihi: 19.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2096 Esas 2011/2649 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu davalı kooperatife borcu bulunmamasına rağmen, davalının 1640, 1626, 1551, 1031, 1648 ve 1745 nolu müşterek ve müteselsil borç senetlerine dayalı olarak takibe giriştiğini, takip konusu senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespiti ile %40"tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline borcu bulunduğunu, takibin kötüniyetli başlatılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, takibe konu edilen senetlerdeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı, davalının yemin teklifine karşılık davacının yemin ettiği gerekçesiyle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 4.384,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Mahkemece davalı kooperatifin kötüniyetli takip yaptığından bahisle, davacı lehine tazminata hükmedilmiş ise de, menfi tespit davasında borçlu lehine karar verildiğinde, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, davacının talebi üzerine inkar tazminatına hükmedileceği İİK"nun 72/5. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, davalı aleyhine, kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, yapılan icra takibinin haksız olması yeterli olmayıp aynı zamanda bu icra takibinin kötüniyetli olarak yapıldığının da ispat edilmesi gerekir. Somut olayda ise, davacı borçlu tarafından davalının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamamıştır.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.