Esas No: 2021/5679
Karar No: 2022/7161
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5679 Esas 2022/7161 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5679 E. , 2022/7161 K.Özet:
Davacılar, banka ile imzaladıkları bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve araç kredisi sözleşmelerinin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, araç kredisi borcunun ödenememesi nedeniyle aracın satıldığını ve davalının ilamsız takip yoluyla borç aldığını iddia ederek icra dosyalarında istenilen miktarın yanlış olduğunu, borçlu olmadıklarının tespit edilmesini talep etmişlerdir. Mahkeme, davacıların borçlu olduğunu belirleyerek davanın reddine, davalı lehine kötüniyet tazminatına karar vermiştir. Davacılar kararı temyiz etmiştir. Yüksek Mahkeme ise davacıların sunduğu ödeme belgelerinin tümüyle değerlendirilmediği, bilirkişiye yerinde inceleme yapılması gerektiği ve kararın yanlış olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.
TMK'nın 2. maddesi, herkesin hukuki işlem yapabileceğini ve bu işlemlerde eşit haklara sahip olduğunu belirtmektedir.
İİK'nın 72. maddesi, icra işlemlerinde kötüniyetli davranan kişinin diğer tarafın zararını karşılaması gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Tüketici Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10.03.2021 tarih ve 2021/27 E. - 2021/177 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, ...’ın 01.11.2004 tarihli bankacılık hizmetleri sözleşmesini imzaladığını, ayrıca 09 K 8223 plakalı aracın alımı için kullanılan kredi sözleşmesini her iki davacının da imzaladığını, ...’ın okur yazar olmadığını ve sözleşmenin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, 2006 yılının başından itibaren araç kredisinin 6.000,00 TL’lik kısmının ödenemediğini, bankanın bu miktarı aşar şekilde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı takipte aracın satıldığını ve davalının rehin açığı belgesi alarak bu defa ilamsız takip yaptığını ileri sürerek davacıların icra dosyalarında istenilen miktarda borçlu olmadıklarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra dosyalarında borçlunun ... olduğunu, ...’ın hukuki menfaatinin bulunmadığını, davacı borçlunun okur yazar olmadığı iddiasının TMK’nın 2. maddesiyle ile bağdaşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı bankaya dava tarihi itibariyle kredi kartı alacağı ile ilgili olarak 196.641,91 TL, tüketici kredisi ile ilgili olarak 28.806,45 TL tutarında borçlu olduğu, davacının davalıya borçlu olmadığı iddiasını ispat edemediği, yargılama safahatında icra takibin durdurulmasına karar verildiğinden İİK'nın 72. maddesinde belirtilen kötüniyet tazminatının yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, kredi kartı ve taşıt kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacılar vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile çeşitli ödeme belgeleri sunmuş, bu hususun incelenmesi için ek bilirkişi raporu alınmış, alınan raporda ise tüm ödemelerin düşümünün yapıldığı belirtilmiştir. Ancak dosya üzerinden yapılan incelemede her ne kadar davacıların yargılama esnasında sunduğu ödeme belgelerinin değerlendirildiği anlaşılsa da temyiz dilekçesine ek olarak sunduğu dekontlar bulunmaktadır. Zira ödeme, borcu sona erdiren işlem niteliğinde olup her aşamada nazara alınabilir. Bu durumda mahkemece bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek davacının tüm ödeme iddialarını karşılar, tereddütten uzak biçimde düzenlenmiş bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin birinci bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı taraf lehine BOZULMASINA, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının ŞİMDİLİK İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, 19.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.