Esas No: 2021/3263
Karar No: 2022/7176
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3263 Esas 2022/7176 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3263 E. , 2022/7176 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.06.2020 tarih ve 2019/266 E.- 2020/204 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.11.2020 tarih ve 2020/1043 E. - 2020/1141 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili,davacı banka ile dava dışı ... arasında 20/09/2017 tarihli GKS ve şirket kredi kartı / kobi kart üyelik ve kredi sözleşmesi imzalandığını, bu kredi nedeniyle adı geçenin 630.500,00 TL tutarında kredi kullandığını, davalı ...'nin ise bu kredinin 700.000,00 TLlik kısmına müteselsil olarak kefil olduğunu, borçlunun sözleşmedeki plana uygun olarak ödeme yapmaması nedeniyle davacı banka tarafından yasanın gerektirdiği şartlara uygun olarak 24/04/2018 ve 22/06/2018 tarihinde Ankara 3. Noterliği eliyle muacceliyet ihtarnamesi çekildiğini, verilen süreye rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2018/14149 E. ve 14150 E. Sayılı iki farklı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, söz konusu icra dosyalarına itirazın iptali ve takiplerin devamına, ayrıca % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, 20/09/2017 tarihli şirket kredi kartı / kobi üyelik ve kredi sözleşmesinde davalının imzasının bulunmadığını, dolayısıyla söz konusu sözleşme açısından kefalet iradesinin olmadığını, sorumlu tutulamayacağını, diğer yandan 2018/14149 E. Sayılı dosyasında ise alacağın müvekkili açısından muaccel olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama,toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre,davanın konusunu oluşturan Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2018/14149 E. ve 14150 E. Sayılı dosyaları ile başlatılan icra takipleri dolayısıyla davalının, dava açıldıktan sonra 70.000,00 TL ödeme yaptığını bildirdiği, Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2018/14150 sayılı dosya borcu tamamen tahsil edildiği, Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2018/14149 sayılı dosyasında ise icra dosyalarındaki borç için taahhütte bulunduğu gerekçesiyle davacı tarafın asıl talebi olan itirazın iptali ve takibin devamına yönelik talep bakımından davanın konusuz kaldığı, ancak icra inkar tazminatı ve yargılama harç ve giderleri bakımından ise talebin devam ettiği gerekçesiyle dava edilen miktarın % 20'si oranında icra inkar tazminatına, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri bakımından davalı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İstinaf mahkemesince, davacı vekilinin istinaf itirazı dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen karara yönelik olduğundan istinaf incelemesi sadece Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen karar hakkında yapıldığı, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen kararla ilgili herhangi bir istinaf incelemesi yapılmadığı, Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasına itirazın iptali yönünden konusuz kaldığı, dava şartının yargılama aşamasında ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediği, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik bir istinaf itirazı bulunmadığı,davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kabulüne, sair istinaf itirazlarının kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacı vekilinin istinaf talebi gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takip dosyasına itirazın iptali hakkında verilen karar yönünden kaldırılmasına, davalının yargılama aşamasında Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazını geri aldığı, itirazın iptali davasının anılan icra dosyası yönünden itirazın geri alınması nedeniyle konusuz kaldığı gözetilerek dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazın iptali davası konusuz kaldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacak likit bulunduğundan davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, genel kredi sözleşmesinden ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara yönelik istinaf istemi Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmiştir. Davalı vekilinin 28.07.2020 tarihli dilekçesinde, her ne kadar “Konu” kısmı itibariyle cevap dilekçesi olduğu açıklansa da, “İstem ve Sonuç” kısmındaki “Davanın Reddi” istemi yanında dilekçenin bir bütün olarak incelenmesinde, yerel mahkeme kararına yönelik istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında istinaf mahkemesince HMK’nin 344. maddesi uyarınca gerekli harçların ikmali için meşruhatlı muhtıra tebliğ edilerek harçların tamamlanmasına göre davalının dilekçesinin istinaf istemi olarak değerlendirilerek inceleme yapılması gerekirken davalının dilekçesinin değerlendirilmemesi doğru görülmemiş, bu yönü ile kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebi ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ile davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
19.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.