Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal etme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/5744 Esas 2015/8894 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5744
Karar No: 2015/8894
Karar Tarihi: 09.11.2015

Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal etme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/5744 Esas 2015/8894 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davasında, sanık suçlu bulunarak cezalandırıldı. Ancak, altın yüzüğü hala bulunamadığı için suçun tamamlanıp tamamlanmadığı konusu tartışılmadı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararı doğrultusunda, sanık hakkında verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanarak çektirilmesi gerektiği belirtildi. Ancak, sanığın cezasının infazı tamamlanana kadar kendi alt soyu üzerindeki haklardan yoksun bırakılması gerektiği göz ardı edilerek hataya düşüldü. Bu nedenle kararın çeşitli yönleri düzeltilerek onaylandı. Kararda, kasten işlenen suçlar için verilen hapis cezasının sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan yoksun bırakılması ve cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin de anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılması gerektiği belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi         2015/5744 E.  ,  2015/8894 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Katılanın son celsede evinde daha sonra yaptığı araştırmada altın yüzüğünü bulamadığını beyan ettiği anlaşıldığından eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı hususunun araştırılmaması ve karar yerinde tartışılmaması aleyhe temyiz olmadığından ve hükümde tekerrüre esas alınacak ilamın gösterilmemesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarih ve 2012/1431 Esas, 2013/ 18 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “Sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK"nın 58/6-7 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine” denilmiş olması ve 5275 sayılı Kanun"un 108/2 maddesinde, “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınacak cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmü uyarınca tekerrüre esas alınacak ilamın infaz aşamasında belirlenebilecek olması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiş ve bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Kasten işlemiş olduğu suçlar için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nıun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına"" cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara