MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kurulu kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatifteki 35 numaralı dairedeki üyeliğinin iptaline ilişkin 22.03.2007 tarih, 738 numaralı yönetim kurulu kararının usulsüz alındığını ileri sürerek, söz konusu kararın iptalini, üyeliğinin tespitini ve davalı kooperatifteki 35 ve 44 numaralı dairelerdeki üyelikleri ile ilgili toplam borç miktarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, iptali istenen yönetim kurulu kararının içeriği itibariyle ihraç kararı niteliğinde olmadığı, bu tür kararlar aleyhine ancak genel kurulda itirazda bulunulabileceği, mahkemede iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- 28.03.2007 tarihli yönetim kurulu kararının davacı ile ilgili 7. maddesinde davacının bir ortaklığına isabet eden daire satılarak bedeli ile diğer ortaklığının borçlarının ödenmesi işleminin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14. ve 16. maddeleri gereğince yapıldığı belirtildiğine göre açıkça "ihraç kararı" ibaresi kullanılmasa da yapılan işlemin dayanağı olan anılan hükümler uyarınca yönetim kurulunun davacıyı 35 nolu daire ile ilgili üyelikten ihraç ettiği ve yönetim kurulunun ihraç kararlarının iptali istemiyle dava açılabileceğinin kabulü gerekir.Bu durumda mahkemece, davacının ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemi ile ilgili tarafların delilleri toplanıp işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Öte yandan davacının ayrıca, mevcut 35 ve 44 nolu üyeliklerinden dolayı borcunun tesbitini istemiş olduğu hususu gözden kaçırılarak bu talep ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.