(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi 2011/89 E. , 2011/2633 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen ihraç kararlarının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve Birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, asıl ve birleşen davada müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle haksız olarak ihraç edildiğini ileri sürerek, kooperatif yönetim kurulunun 30.10.2004 tarih ve 44 ile 25.05.2005 tarih ve 76 sayılı ihraç kararlarının iptalini ve üye olduğunun tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının usulüne uygun ihtarlara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, buna dayalı alınan ihraç kararlarının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğunu, ilk ihraç kararına ilişkin davanın hakdüşürücü sürede açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada dava konusu edilen 30.10.2004 tarih 44 nolu yönetim kurulu ihraç kararına ilişkin davanın hak düşürücü sürede açılmadığı, ikinci ihraç kararı alındığından davacının hukuki yararının da bulunmadığı, 25.05.2005 tarih ve 76 sayılı yönetim kurulu kararıyla alınan ve birleşen dosyada dava konusu edilen ikinci ihraç kararında ihtarların usulüne uygun olduğu, usulüne uygun ihtarlara rağmen parasal yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirilmediği, alınan ihraç kararının yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Asıl davada davalı kooperatifçe ihraç kararının davacıya tebliği kanıtlanamadığından ve sonradan dava açılmış olmasının ilk davadaki hukuki yararı ortadan kaldıracağının kabulü doğru olmadığından, mahkemece davanın süresinde açılmış olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi,
2- Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca hakkında ihraç kararı verilen ortakların hak ve yükümlülükleri, çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Ne var ki, ilk ihraç kararına ilişkin karar kesinleşmeden, sonraki ihraç kararına ilişkin davanın esasına girilemez. Birinci dava, ikinci dava için bekletici mesele yapılmalıdır. Zira, ilk ihraç kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleşmesi halinde, ihraç kararı verildiği gün itibariyle hüküm ifade edeceğinden, ikinci ihraç kararının verildiği tarihte
bir ortaklık söz konusu olamayacağından, böyle bir kişinin ihracı da esasen mümkün olmayacak ve ikinci davanın aktif husumet yönünden reddi gerekecek; o davanın kabul ile sonuçlanması ve kesinleşmesi halinde, bu dava için davacının aktif dava ehliyetinin varlığı söz konusu olacağından, yargılamaya devam edilerek, bu dava konusu ihraç kararının yasaya uygun olup olmadığı incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekecektir. Bu itibarla, mahkemece, ikinci ihraç kararının iptali davasının tefrik edilerek ilk davanın sonucunu beklemesi gerektiğinin düşünülmemesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.