Esas No: 2011/2164
Karar No: 2011/2629
Karar Tarihi: 15.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2164 Esas 2011/2629 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen tapu iptali, tescil ve tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı ve müdahil vekillerince duruşmasız, davalı kooperatif vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ...gelmiş diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı kooperatifin ortağı bulunduğunu, yapılan sözleşme ile kooperatifin, diğer davalılara ait taşınmaz üzerinde bina inşa ettiğini, üretilecek 7 konutun arsa maliki davalılara, 22 konutun ise kooperatife bırakılacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin akçalı yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, konutun verilmesi hususunda oyalandığını, kendisine tahsis edildiği söylenen konuta başkasının yerleşmesi sonucu yaptığı araştırmada kur"anın 1996 yılında çekildiğini öğrendiğini, sonuçta davacıya konut verilmediğini ileri sürerek, varsa kooperatife ait konutlardan birinin müvekkiline tahsisine, yoksa dava tarihi itibariyle konut değerine karşılık 5.000,00 TL"nin yasal faiziyle davalı kooperatiften tahsiline, ayrıca birleşen davada müvekkiline isabet edecek hisse oranında tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif temsilcileri, kooperatifin tasfiye aşamasında olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ..., husumetin kooperatife yöneltilmesi gerektiğini, taşınmazda pay sahibi olduğunu, yüklenici kooperatifin sözleşmeye aykırı davrandığını, aleyhine açtığı davanın kabulüne karar verildiğini, kendisine teslimi gereken ½ dairenin henüz teslim edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar... vekili, müvekkillerinin murisinin arsa hissedarı olduğunu, davacı ve ortaklara karşı bir yükümlülük altına girmediğini, davalı kooperatifin arsa sahiplerine karşı da edimlerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, kooperatif taşınmazının arsa sahipleri adına tapuda kayıtlı olduğu, ferdi mülkiyete geçilmediği, davacının kooperatife borçlu olduğu, davacı lehine tapu iptal ve tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, asıl davada, Tarsus ili Mithatpaşa Mah. ,1661 ada, 140 parselde yapılmış binadaki A blok, zemin kat 2. Numaralı bağımsız bölümün davacıya tahsisine, mahkeme veznesine depo edilen 6.569,75 TL"nin davacıya iadesine, birleşen davada, tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı kooperatif ve müdahil vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle davalı kooperatif vekilinin daha önce verilen tahsise ilişkin hükmü temyiz etmemesi nedeniyle kararın bu yönüyle davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmasına göre, davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir,
2) Mahkeme hükmü müdahale ve temyiz talebinde bulunan ... vekiline 15.01.2010 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm HUMK’nun 432/son maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süre geçirildikten sonra 26.01.2010 tarihinde temyiz edilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
3) Davacı vekilinin, davalı kooperatif vekilinin temyizine katılma yoluyla ileri sürdüğü temyiz itirazlarına gelince; asıl dava, kooperatif ortaklığına dayalı konut tahsisi, mümkün olmadığı takdirde tazminat, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, gerekçe yönünden temyize gelmiş olup davacının borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı daha sonra açılacak dava ile tespit edilebileceğinden, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müdahale talep eden ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile gerekçede yer alan “ davacının halen kooperatife borcunun da bulunduğu anlaşıldığından” ibaresinin gerekçeden çıkarılarak, kararın bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 825.00 TL vekalet ücretinin davalı ve müdahilden alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı kooperatiften alınmasına, peşin harcının istek halinde davacı ve müdahale talebinde bulunana iadesine, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.