Esas No: 2021/2863
Karar No: 2022/7313
Karar Tarihi: 24.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2863 Esas 2022/7313 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2863 E. , 2022/7313 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14.03.2019 tarih ve 2017/87 E- 2019/95 K. sayılı kararın davalı ... vekili tarafından istinaf dilekçesi sunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelendiği ve 26.11.2020 tarihli kararla esastan reddedildiği, davalı ... vekilinin istinaf dilekçesinin sehven incelenmemesi üzerine verilen 18.01.2021 tarihli ek kararla davalı TPMK vekilinin itirazının esastan reddedilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nin asıl ve ek kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 11/03/2016 tarihinde 2016/22404 sayılı işlem gören “ae amerikanestetik” markasını tescil ettirmek amacıyla başvurduğunu, davacı firma tarafından AMERİKAN HASTANESİ ibareli tanınmış markaları dayanak gösterilerek bu başvuruya itiraz edildiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun itirazın reddine karar vermesi üzerine işbu davanın açıldığını, Amerikan Hastanesi'nin Vehbi Koç Vakfı bünyesinde bulunan özel bir sağlık kurumu olduğunu, hastanenin 1920 yılında kurulduğu, 1995 yılında Vehbi Koç Vakfı bünyesine katıldığı, AMERİKAN HASTANESİ adının toplumda ciddi bilinirliğe sahip olduğunu, davacıya ait markaların “Amerikan Hastanesi”, “Amerikan Marine”, “Med Amerikan Tıp Merkezi”, “Med Amerikan Polikliniği” olduğunu, bu markalarda esas unsurun “Amerikan” ibaresi olduğunu, davalının marka başvurusunda “ae” ibaresinin daha çok şekil unsuru olarak kullanıldığını, bu nedenle esas alınacak ibarenin “amerikanestetik” olduğunu, bu kapsamda davalı başvurusundaki “estetik” ibaresinin davacıya ait markaların serisi olarak anlaşılacağını, davalının markasının da davacı markalarında olduğu gibi kırmızı ve lacivert renklerden oluştuğunu, bunun markalar arasındaki benzerliği artırdığını, davalıya ait iş yerinin de davacıya ait iş yerine yakın olmasının tüketiciler nezdinde iltibası artırdığını, davalının 44. sınıf için tescil talep ettiğini, davacı markalarının da 44. sınıfta tescilli olduğunu, sektörde belirli bir tanınmış seviyesinde olan davacı firmanın “Amerikan” esas unsurlu çok sayıda seri markası olduğunu, davalı başvurusunun da bu seri markalardan biri olarak algılanacağını, bu nedenlerle 556 sayılı KHK m. 8/1- b maddesinin somut olayda mevcut olduğunu, davacının markasının tanınmış olduğuna ilişkin tespitin İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/239 esas sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edildiğini, bu tanınmışlık nedeniyle de davalı başvurusunun iptal edilmesi gerektiğini, “AMERİKAN HASTANESİ” ibaresinin marka olarak tescil edilmesinin yanında davacıya ait www.amerikanhastanesi.org ve www.amerikanhastanesi.com.tr alan adlarının da esas unsurunu oluşturduğu, davalı kurumun iddialarının aksine taraf markalarının benzer olduğunu, 556 sayılı KHK m. 8/5 kapsamında da davacının haklarının zarar gördüğünü, davalının 556 sayılı KHK m. 35’e aykırı olarak bu marka başvurusunu kötü niyetli olarak davacıya ait markanın ününden yararlanmak amacıyla yaptığını ileri sürerek TPMK Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 09/01/2017 tarih ve 2017-M-243 sayılı kararının iptalini, 2016/22404 sayısı ile tescil başvurusu yapılan “AE AMERİKAN ESTETİK” ibareli markanın tescil edilmesi halinde iptalini, hükümsüz sayılmasını ve terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu “ae amerikanestetik” ibareli marka ile davacı markalarının ne logo, ne font ne de hakim renkler itibariyle birbirlerine benzediklerini, “Amerikan” kelimesinin kendi başına ayırt edici olmadığını, marka başvurusuna bir bütün olarak bakıldığında davacı markalarıyla kıyaslanamayacak derecede farklı olduğunu, “Amerikan” ifadesinin Amerikan toplumuna ait güzel görünümü ifade etmek için kendilerince kullanıldığını, Amerikan ve estetik kelimelerinin tek tek ayırt edici olmadığını, ancak birlikte kullanıldıklarında ayırt edicilik kazandıklarını, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları gereği, markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca bir markanın tanınmış olmasının her durum ve şartta tesciline engel olunabileceği anlamına gelmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirkete ait “AMERİKAN” esas unsurlu markalar ile davalı adına tescilli 2016/22404 numaralı “AE AMERİKANESTETİK” markasının “aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer” olmaması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendinin somut olayda uygulanmasına yer olmadığı, davalı markası “AE AMERİKANESTETİK” ile davacı şirkete ait “AMERİKAN” esas unsurlu markaların tescilli olduğu ve belirtilen mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer veya ilişkili oldukları ve markaların halk tarafından karıştırılma ihtimali yaratacak kadar benzer bulunduğu göz önüne alındığında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiği ve dava konusu markanın tesciline yönelik YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu, davacı şirkete ait “AMERİKAN HASTANESİ” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesine göre tanınmış marka olduğu, ancak dava konusu edilen markanın davacının tescilli markaları ile benzer olduğu ve benzer mal ve hizmetler için tescil edildiği ancak davalının başvuru markası ile davacının tanınmış markasına haksız bir fayda sağladığı, markanın itibarına zarar verdiği konusunda herhangi bir delil olmadığından somut olayda m. 8/4 hükmünün uygulanma imkânının bulunmadığı, aynı şekilde somut delil bulunmadığından 556 sayılı KHK 35. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne TPMK YİDK'nın 2017/M-243 sayılı kararının iptaline, 2016/22404 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “AE AMERİKANESTETİK” ibareli başvurusu ile davacıya ait “AMERİKAN” esas unsurlu markaların tescilli olduğu ve belirtilen mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer veya ilişkili oldukları, ibarelerin de halk tarafından karıştırılma ihtimali yaratacak kadar benzer bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiği, istinafa gelenin sıfatına göre 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesinin koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılamayacağı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, 18/01/2021 tarihli ek karar ile dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı ...'ın “AE AMERİKANESTETİK” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “AMERİKAN” esas unsuru içeren markaların, kapsamlarının benzer olduğu, ibareler arasında da iltibas bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde yer alan koşulların somut olayda gerçekleştiği, istinafa gelenin sıfatına göre 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesinin koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılamayacağı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar ve 18/01/2021 tarihli ek karar davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK'dan alınmasına, 24/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.