Esas No: 2021/2930
Karar No: 2022/7327
Karar Tarihi: 24.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2930 Esas 2022/7327 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2930 E. , 2022/7327 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 18.10.2016 tarih ve 2014/600 E. - 2016/651 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.01.2021 tarih ve 2017/50 E. - 2021/121 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirketin Ankara 27. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17594 Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkili ... aleyhine 720.000,00 TL tutarlı ilamsız icra takibine giriştiğini, usulsüz tebligat nedeniyle takibe süresinde itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini, davalı yetkilileri ile davacı arasındaki husumet nedeniyle davalının yetkililerinin davacıdan para tahsil etmek amacıyla kötü niyetle hareket ettiklerini, davacının davalıya hiçbir ad altında bir borcu bulunmadığını, ileri sürerek davacının Ankara 27. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17594 Esas sayılı takip dosyası ile ileri sürülen 720.000,00 TL tutarında borçlu bulunmadığının tespitine, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddine, kötü niyetli dava nedeniyle alacak miktarının %20'si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi raporunda davacının, davalının kefaleti altında bir takım krediler kullanmak sureti ile bir takım faturaları ödediği ve şahsi hesaplarına para aktardığından davacının davalı yana borçlu olduğu belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine, kötüniyet tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, esastan yapılan incelemede; davalı tarafından, şirket hesaplarına aktarılmadan mal edinildiği ve şirketten para alındığı gerekçesiyle alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli mali müşavirler ... ile ...'tan ayrı ayrı alınan raporlarda da belirtildiği üzere, davacının davalı şirketin kurucu ortağı ve yöneticisi iken 10/10/2011 tarihinde şirket ortaklığından ve yöneticiliğinden ayrıldığı, takibe konu alacağın davacının şirket ortaklığı ve temsil yetkisinin sona erdiği dönemlere ilişkin olduğu, davalının takip dosyası ve cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu alacak kalemlerinin ticari defter ve kayıtlarına yansıtmadığı gibi bu kalemler yönünden alacaklı olduğuna ilişkin dosyaya somut bilgi belge sunulmadığı, davalının davacıdan aldığı mal karşılığı davacı tarafından kesilen faturaların kendi ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, bu faturaların ödendiğine ilişkin dosyaya bilgi belge sunulamadığı, davacıya ait işletme ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı davalıya verildiği anlaşılan ve davalının ticari defter ve kayıtlarında borç gözüken faturadan kaynaklı davacı alacağı ile davacının davalı şirketin Asya Katılım Bankası hesabına fazla yatırdığı miktarın, davacının davalı şirketin diğer banka şubelerinden çekmiş olduğu miktarların mahsubu sonucu takip ve dava tarihi itibariyle herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacının şirket adına satış ve tahsilat yaptığı iddia edilen işlemlerin davacının şirket ortaklığından veya şirket temsilciliğinden ayrıldıktan sonra yapıldığından davalının bu işlemlerden haberdar olmadığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına ters olduğu, davalının icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötü niyetli olduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacının Ankara 27. İcra Müdürlüğü'nün 2014/17594 sayılı takip dosyasının dayanağında belirtilen 720.000,00 TL alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36.887,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.