Esas No: 2021/3100
Karar No: 2022/7501
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3100 Esas 2022/7501 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3100 E. , 2022/7501 K.Özet:
Davacı, davalı banka tarafından hesaplarına konulan blokeyi kaldırmak ve 50.000 TL avans faiziyle birlikte tahsil etmek istiyor. Davalı banka ise dava dışı şahsın yaptığı işlemlerin neden olduğu zarar sebebiyle hesaba bloke konulduğunu ve davacının muvafakatinin olduğunu savunuyor. İlk derece mahkemesi davacının iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bölge adliye mahkemesi ise konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmiştir. Temyiz başvurusu sonucunda da mahkeme, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gerekçesiyle bölge adliye mahkemesinin kararının onanmasına karar vermiştir.
HMK'nın 355 vd. maddeleri uyarınca yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir. HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinde belirtilen gereklilikler karşılanmamıştır. Sonuçta davacı vekilinin temyiz istemi reddedilmiş, bölge adliye mahkemesi kararı onanmıştır. HMK'nın 372. maddesi gereği işlem yapılmak üzere dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Tüketici Mahkemesi'nce verilen 11/03/2020 tarih ve 2019/261 E.- 2020/117 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 25/02/2021 tarih ve 2020/1104 E.- 2021/287 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan hesabı üzerine 3. şahsın eylemi nedeni ile bloke konulduğunu, hesaplar üzerine bloke konulmasına yönelik müvekkilinin muvafakatinin özgür iradesine dayalı olmadığını, dava dışı 3. şahsın yaptığı iddia olunan eyleminden ötürü ileride doğacak ya da doğup doğmayacağı belirsiz bir zarara karşı süresiz ve nedensiz olarak davalı bankanın parayı blokede tutmasının haksız eylem olduğunu belirterek müvekkilinin hesaplarına konulan blokenin kaldırılmasına, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL'nin davalının hesaba bloke koyduğu tarihden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının eski eşinin müvekkili bankada çalıştığı sırada yapmış olduğu iş ve işlemler nedeni ile hem müvekkil bankanın hem de müvekkil banka müşterilerinin zararına yol açtığını, davacının eşinin bu eylemlerinden dolayı oluşan zararın karşılanmasından bankaya karşı kendisinin de müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğunu kabul ettiğini, müvekkil bankaya bu yönde taahhütler vermek dışında rehin senedi imzaladığını, asıl borçlunun riski devam ederken davacının blokenin kaldırılmasını istemesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, ana paranın blokeli olarak tutulduğunu, blokedeki paraya işletilen faizin davacıya ödendiğini, davacının faiz alacağının bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının dava dışı Uğur Şengezer tarafından beyan ve taahhüt edilen işlemler nedeniyle oluşacak banka zararlarını karşılamayı, müşteriye yapılması gereken ödemelerden münferiden ve müteselsilen sorumlu olduğunu, gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ettiği, banka nezdindeki şahsi mevduat hesabında bulunan söz konusu paralar ile adına açılacak başka hesaplara yatacak paranın söz konusu işlemler karşısında ortaya çıkacak banka zararlarının karşılanmasına ve müşterilere yapılacak ödemeler için kullanılmasına, bu bağlamda hesabının bloke ve rehin
edilmesine açıkça muvafakat ettiği, bu beyanını el yazısı ile yazıp imzaladığı, davacının iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacının davalı bankada bulunan hesabının yargılama aşamasında kapatılması nedeniyle hesap üzerinde yer alan blokenin kaldırılması yönündeki talebe ilişkin davanın konusuz kaldığı, bu durumda mahkemece konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek dava tarihindeki haklılık durumu tespit edilmek suretiyle yargılama masrafları ve harç konusunda karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden anılan talebe ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği, 03/01/2014 tarihli taahhütname ve rehin senedi karşısında davalı bankanın davacının bankada bulunan hesabı üzerine bloke konulmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden dava tarihi itibarıyla davacının blokenin kaldırılması talebi yönünden haklı olmadığı kanaatine varılarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi geektiği, davacının hesabındaki paranın taahhütname ve rehin senedine uygun olarak dava dışı Uğur Şengezer'in davacı bankaya doğmuş borcunun ödemesi için kullanıldığı anlaşıldığından mahkemece davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, blokenin kaldırılması yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.