Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3143 Esas 2011/2477 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3143
Karar No: 2011/2477
Karar Tarihi: 12.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3143 Esas 2011/2477 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/3143 E.  ,  2011/2477 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
    Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin hem davalı kooperatifle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını hem de bir daire için üye olduğunu, taraflar arasında akdedilen 23.12.1997 tarihli sözleşmeyle davacıların murisinin ödenmeyen arsa bedelini almaktan vazgeçtiğini, buna karşılık inşaat bitim tarihine kadar aidat borçlarının kooperatif tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle muris ve mirasçıları tarafından aidat ödenmediğini, davalı kooperatif yönetim kurulunun 29.07.2008 tarih ve 1 sayılı kararı ile müvekkillerinin ve diğer mirasçıların ortaklıktan çıkarıldığını, müvekkillerinin aidat borcunun bulunmadığını ve gönderilen ihtarların yasal unsurları taşımadığını ileri sürerek, kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı tarafın aidat borcu olmadığı iddiasının doğru olmadığını, iddialarını ispat için ileri sürdükleri 1997 tarihli sözleşmenin sonradan değiştirilerek geçersiz hale getirildiğini, davacı tarafa gönderilen ihtarnamelerin ve ihraç kararlarının yasanın aradığı şekilde yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların murisine verilen kooperatif üyeliği için kendisinin ayrıca aidat ödemesi gerekmediği, üyeliğin bedelsiz olduğunun benimsendiği, bu düzenlemeyi ortadan kaldıran bir hukuki işlemin yapılmadığı, aidat ödemedikleri gerekçesi ile ihraç edilmenin hukuki sonuç doğurmayacağı, kaldı ki ihraç için çekilen ihtarların tüm mirasçıları da kapsamadığı, bu haliyle eksik tebligatın hükümsüz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı yönetim kurulunun davacılar hakkında aldığı 29.07.2008 tarih ve 1 numaralı ihraç kararının iptaline karar vermiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
    Dosyada, kooperatif anasözleşmesi, genel kurul tutanakları, ihraca dayanak alınan ihtarnameler ve tebliğine ilişkin belgeler bulunmamaktadır.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.Dosyada ihtarnameler ve tebliğ belgeleri bulunmadığından ihtarnamelerin gerekli koşulları taşıyıp taşımadığı anlaşılamamaktadır.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
    Bu durumda yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkemece ihraca ilişkin tüm belgeler eksiksiz olarak dosyaya celp edilerek, ihtarnamelerin gerçek borç dışında kalan unsurları bakımından yasa ve anasözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı öncelikle değerlendirmeli, ihraç prosedürünün bu yönden usulüne uygun olmadığı sonucuna varılır ise davanın kabul yoluna gidilmeli, ihraç prosedürünün bu yönden usulüne uygun olduğu sonucuna varılır ise gerçek borcun ihtar edilip edilmediğinin incelenmesine geçilmesi gerekecektir. Bu incelemeye sıra geldiğinde ise, davacıların peşin ödemeli ortak olduğuna ilişkin iddiası dikkate alınarak, kooperatifin defter ve kayıtları ve genel kurul kararları üzerinde kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davacı hakkında sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabul konusunda genel kurulca bir karar verilip verilmediği ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediği üzerinde durulup, ihraç kararına dayanak ihtarnamelerde gösterilen borcun, üyelik aidatına mı, yoksa alt yapı veya genel yönetim giderlerine mi ilişkin olduğu, diğer bir anlatımla ihtarnamelerde ödenmesi istenilen borcun gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığı konusunda denetime elverişli rapor alınarak, buna göre peşin ortaklık mevcut ise davacının genel idare ve alt yapı giderlerinden borcu bulunup bulunmadığı, peşin ortaklık mevcut değil ise inşaat finansman giderleri dahil tüm aidat borcu tesbit edilerek ve taraflar arasında derdest tapu iptali tescil dava dosyasında aidat borcunun bulunduğu yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu da getirtilip incelenerek, buna göre ihracın yerinde olup olmadığı değerlendirilip, uygun sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara