Esas No: 2011/1978
Karar No: 2011/2458
Karar Tarihi: 12.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1978 Esas 2011/2458 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken 2004 yılı sonlarında mali durumunun bozulması ve atamasının Sakarya"dan İstanbul"a yapılması nedeniyle aidat ödemelerini aksattığını, davalı yetkililerinden aidat borçlarının tarafına bildirilmesini istemesine rağmen bilgi verilmediğini, ihraç edildiğini aynı yönetim kurulu kararıyla ihracına karar verilen dava dışı kooperatif ortağından öğrendiğini, ihraç kararının yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, davacının davalı ortağı olduğunun tespitine ve kur"ada davacı adına isabet eden A Blok 1. Kat 1 Nolu dairenin davacıya tahsisine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ise, ihraç kararı altındaki imzalardan iki imzanın sahte olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili, ihraç kararının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın üç aylık hak düşürücü sürede açılmadığı, davacının ihraç kararı altındaki imzaların sahte olduğuna dair iddiasının davayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, kooperatif ortaklığı tespiti istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama sonunda, davacının parasal edimlerini yerine getirmediğinden bahisle davalı kooperatif yönetim kurulunun 04.12.2004 tarihli kararı ile ihraç edildiği, bu kararın davacı eşine tebliğ edildiği, üç aylık hak düşürücü sürede kararın iptaline ilişkin dava açılmadığından ihraç kararının kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının ihracına dair anılan yönetim kurulu kararı 4 yönetim kurulu üyesinin katılımı ile alınmıştır. Davalı kooperatifin karar defterleri incelendiğinde yönetim kurulunun 5 kişiden oluştuğu bunlardan birisinin de davacı olduğu anlaşılmaktadır. 1163 Sayılı Kooperatifler Yasasının 98. maddesinin yollaması ile Kooperatifler hakkında da uygulanması mümkün olan TTK"nun 330. maddesine göre, anasözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde üyelerin en az yarıdan bir fazlasının hazır olduğu toplantıda ekseriyetle karar verilmesi mümkündür.
Davalı kooperatifin anasözleşmesi dosyada bulunmadığından yönetim kurulu üye sayısı, toplantı ve karar nisabı belirlenememiştir. Ancak, dosya arasında bulunan davalı karar defterine göre, yönetim kurulu sayısının 5 olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, yargılama sırasında davacı vekilince davacının ihracına dair yönetim kurulu kararı altında bulunan imzalardan iki adetinin sahte olduğunu ileri sürerek, davalı ortağı olduğunun tespitini istemiştir. Sahtelik iddiası yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, mahkemenin, bu iddianın davayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesi yerinde değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı anasözleşmesi ve ticaret sicil kayıtları getirtilerek, davalı yönetim kurulu üye sayısı, toplantı ve karar nisabının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacının ihracına ilişkin karar altında imzaları olan davalı yönetim kurulu üyelerinden ..."ın imzalarının sahte olup olmadığının Adli Tıp Kurumu aracılığı ile tespiti, bu belirleme ve tespit sonrasında, anılan yönetim kurulu üyelerinin imzalarının sahte olması ve davalı yönetim kurulu üye sayısı 5 olup karar yeter sayısının yukarıda belirtildiği gibi yarıdan bir fazlası olması halinde, davacının ihracına ilişkin karar batıl olacağından davanın kabulüne karar verilebileceği nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün,davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına taktir olunan 825,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 12.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.