Esas No: 2021/4811
Karar No: 2022/7678
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4811 Esas 2022/7678 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4811 E. , 2022/7678 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14.11.2018 tarih ve 2016/194 E- 2018/431 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.10.2020 tarih ve 2019/451 E- 2020/759 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...'ın eşi olduğunu, kendisinin bilgi ve rızası olmadan dava dışı ...'ın Ziraat Bankası'ndan kullandığı 250.000,00.TL tutarındaki kredi ile ...'ın kullandığı 180.000,00 TL krediye kefil olduğunu, eş rızası bulunmaması nedeniyle bu kefaletlerin geçersiz olduğunu, ayrıca davalı ...'ın rahatsızlığı sebebiyle bu sözleşmelere nasıl kefil olduğunu bilmediklerini, Ziraat Bankası tarafından ...'a verilen 250.000.-TL'lik kredi sözleşmesine davalı ...'ın yasaya aykırı şekilde kefil olması sebebi ile ... yönünden kefilliğin ve sözleşmenin iptaline, Ceyhan İcra Müdürlüğü'nün 2016/317 Esas sayılı dosyasından takibe konulan 182.805,00 TL'lik kredi sözleşmesi ile Ziraat Bankası tarafından ...'a yasaya aykırı şekilde kefil olması sebebi ile ... yönünden kefilliğin ve sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı ...'ın kendi adına da kredi kullandığını, ayrıca ... ve ...'ın kullanmış oldukları tarımsal kredilere kefil olduğunu, söz konusu kredilerin imzalanması aşamasında borçlu ...'ın akıl sağlığının ve temyiz gücünün yerinde olduğunu, dava dilekçesinde bahsedilen sağlık durumunun bozulması olayının yeni olduğunu, borçlunun borcun doğumu sırasında sağlıklı bir şekilde ve ailesinin bilgisi dahilinde kredi kullandığını, kefaletin geçerliliğini etkileyecek bir durumun bulunmadığını, TBK'nın 584. md. gereğince tarımsal kredilerde kefaletin geçerliliği için eş rızasının gerekmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kefalet sözleşmesinin tarafı olmadığı, tarafı olmadığı bir sözleşmenin iptalini isteyemeyeceği, davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, ancak eşinin rahatsız olduğunu ileri sürmesi karşısında sonradan tamamlanabilir dava şartı kapsamında değerlendirilerek ...'a vasi atanması hususunda Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ihbarda bulunulduğu, Adana 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1634 Esas sayılı dosyası ile davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davacının davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı ... ile Ziraat Bankası arasında 06/04/2015 tarihinde 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, dava dışı ... ile banka arasında 28/03/2014 tarihli 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı ...'ın her iki sözleşmeyi de kefil olarak imzaladığı, her iki sözleşmenin 22. maddesine göre, tarımsal faaliyetlerin finansmanına yönelik krediler düzenlendiği, kredilerin ödenmemesi üzerine, ...'ın kullandığı kredi için Ceyhan İcra Müdürlüğü'nün 2016/4335 esas sayılı dosyasında, ...'ın kullandığı krediden dolayı ise Ceyhan İcra Müdürlüğü'nün 2016/317 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, ...'ın 07/04/2015 tarihinde kullandığı 250.000,00 TL tutarındaki kredinin, sözleşmenin 22. maddesi gereğince kullandırılan, ancak sübvansiyon kapsamı dışında kalan, faiz desteği bulunmayan bir kredi olduğu, 5570 sayılı Yasa kapsamında faiz destekli kullandırılan bir kredi olmadığından TBK'nın 584/3. maddesi gereğince eş rızası gerektiği, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalı ...'ın fiil ehliyetinin bulunduğu, keza kısıtlanması için açılan davanın reddine karar verildiği, kaldı ki dava dilekçesinde kredi sözleşmelerinin yapıldığı tarih itibariyle fiil ehliyetini ortadan kaldıracak nitelikte bir akıl hastalığından söz edilmediği, davalının şeker ve tansiyon hastası olduğu, bu olaylardan dolayı felç geçirdiğinin iddia edildiği, bu durumun sözleşme tarihindeki fiil ehliyetini etkilemeyeceği, TMK'nın 408. maddesi gereğince isteğe bağlı kısıtlanma sebebi olabileceği, ...'ın kullandığı kredinin 5570 sayılı Yasa kapsamında faiz destekli kullandırılan bir kredi olmadığından TBK'nın 584/3. maddesi gereğince eş rızası gerektiği, davacı eşin rızasının alınmadığı bu durumda davalı ...'ın 06/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçersiz olduğu, 28/03/2014 tarihli kredi sözleşmesinin 22. maddesine dayanarak kullandırılan kredinin ise, 5570 sayılı Yasa kapsamında faiz destekli bir kredi olduğu, TBK 584/3. maddesi gereğince eş rızasının gerekmediği, TBK'nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarını taşıdığı, ...'ın bu sözleşmedeki kefaletinin geçerli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalı ...'ın, davalı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile dava dışı ... arasında imzalanan 06/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesine kefaletinin geçersiz olduğunun tespitine ve iptaline, davalı ...'ın, dava dışı ... ile T.C. Ziraat Bankası A.Ş. arasında imzalanan 28/03/2014 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletine yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı banka vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 12.753,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına, 01/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.