Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1695 Esas 2011/2443 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1695
Karar No: 2011/2443
Karar Tarihi: 08.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1695 Esas 2011/2443 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/1695 E.  ,  2011/2443 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan ... ve ... gelmiş, diğer davalılar ve davacı tarafından gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-
    Davacı vekili, müvekkil kooperetifin 1996-2006 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığını yapan davalı ..."ın, arsa sahiplerine, arsa değerinden fazla konut vaat ederek kooperatife üye yaptığını, arsa sahiplerinin, alacakları daire sayısınca üye kaydı yapılarak genel kurullarda istenilen kararların alındığını, kooperatifçe arsası kullanılmayan arsa maliklerinin dahi üye yapılarak kendilerine daire verildiğini, böylece üyelerin haklarının zarara uğradığını, ..."ın, alınan arsaları kooperatife devretmek yerine kendi ve yönetim kurulu üyeleri üzerine yaparak haksız kazanç elde ettiğini, düzenli muhasebe kaydı tutulmadığını, harcamaların faturalandırılmadığını, yaptırılan işlerde fiyatların fahiş gösterilerek aradaki paranın zimmete geçirildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 135.000,00 TL"nin, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ..., ... ve ...vekili, davanın usulüne uygun açılmadığını, ibra edilen dönemler için dava açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, arsa sahipleri ile satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, arsaların gerçek değeri üzerinden alındığını, daireler teslim edilmediğinden arsa tapularının alınamadığını, arsa tapularının müvekkilleri adına değil arsa sahipleri adına olduğunu, muhasebe kayıtlarının davacı tanığı tarafından tutulduğunu, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu, ... tarafından satın alınan arsaların bedelinin müvekkil tarafından ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davanın TTK"nun 341. maddesindeki usule uygun açılmadığını, 2000 yılında yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan müvekkiline karşı açılan davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin imza yetkisinin bulunmadığını, görev yaptığı dönemde işlemlerin usulüne uygun yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davanın usulüne uygun açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, 1999 yılında yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan davalının kooperatifi ilzam edecek herhangi bir işlem yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların, kura çekilen daire karşılığında verilmesi gereken arsanın verilmemesi, satılan arsa bedellerinin kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmemesi, arsa ticareti yapılması, hakedişlerin üzerinde ödeme yapılması, sahte fatura kullanılması, üye aidatları, gecikme zamları, devir ücretlerinin kooperatif kasasına girmemesi, arsa sözleşmesi yapan kişilerin arsalarının kendi adına geçirilmesinden ötürü kooperatifi zarara uğrattıkları, bu zarar nedeniyle kooperatif yönetim kurulunda görev yapan davalıların sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kabulüne, 135.000,00 TL"nin, 26.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    1)Dava, kooperatif yönetim kurulu eski üyesi olan davalıların kooperatife verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalılardan ... vekili, duruşma tutanağına geçen beyanıyla zamanaşımı def"inde bulunduğu gibi davalılar, cevap dilekçelerinde ayrı ayrı zamanaşımı def"inde bulunmuşlardır. Zamanaşımı def"i ilk itirazlardan olmayıp, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ise de cevap süresi geçtikten sona ileri sürülmesi halinde dinlenebilmesi için savunmanın genişletilmesi itirazıyla karşılaşmaması gerekir. Süresinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def"ine hemen ya da tanınan süre içerisinde karşı çıkılmaması halinde savunmanın genişletilmesi itirazı yapılmamış sayılacaktır. Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmadan zamanaşımı def"inin yazılı gerekçe ile reddi yerinde görülmemiştir.
    Diğer yandan, davalı ... hakkında ceza davası açıldığı anlaşıldığından, Mahkemece, ceza dosyası veya onaylı sureti celbedilerek ceza davasının bu dosyaya etkisi ve gerektiğinde ceza davası sonucunun beklenmesi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    2)Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara