Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6191 Esas 2022/7710 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6191
Karar No: 2022/7710
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6191 Esas 2022/7710 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/6191 E.  ,  2022/7710 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.06.2021 tarih ve 2021/66 E. - 2021/838 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin davalının hakim ortağı olduğu dava dışı Global Food GMBH ve MG Food SA adlı şirketlerle akdedilen 10.11.2006 ve 08.02.2007 tarihli cari hesap sözleşmeleri uyarınca bu şirketlere 200.000 Euro kredi kullandırdığını, davalının da bu sözleşmeleri kefil sıfatıyla imzaladığını, kullandırılan krediler geri ödenmediği gibi şirketlerin malvarlığı bulunmadığından tüzelkişiliklerine son verildiğini, 04.02.2015 tarihli hesap özetine göre müvekkilinin bu şirketlerden toplam 138.584 Euro alacaklı olduğunu, bu borca karşılık davalının dava dışı ... isimli şahıstan olan toplam 378.885.- TL tutarındaki alacağını müvekkiline temlik ettiğini, buna karşılık ...’ın bu takibe ilişkin menfi tespit davası açtığını ve davanın kısmen kabulüne ve müvekkili aleyhine tazminat, harç ve vekalet ücretine karar verildiğini, ...’ın alacaklı olduğu tutarı takibe konu ettiğini, dolayısıyla bu temlikname uyarınca müvekkiline devredilen alacak karşılıksız çıktığı gibi müvekkilinin menfi tespit davası nedeniyle 103.060,72 TL borca girdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 176.060.- Euro karşılığı 492.932,78 TL alacağın aynen veya fiili ödeme günündeki kur üzerinden dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.05.2015 tarihli dilekçesinde ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 175.462,52 Euro karşılığı 490.347,55 TL alacağın aynen veya fiili ödeme günündeki kur üzerinden dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
    Davalı vekili yasal süreden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; işbu davada Alman hukukunun uygulanması gerektiğini, davacı ile imzalanan kefalet sözleşmesi uyarınca zamanaşımı süresinin 5 yıl olması nedeniyle zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, müvekkilinin temlik ettiği alacak nedeniyle davacıdan alacaklı olduğu halde haksız ve kötüniyetli olarak borçlu durumuna düşürüldüğünü, 3.kişinin borcunun sona erdirilmesi amacıyla müvekkilinin ...’dan olan alacağını davacıya temlik ettiğini, alacağın temliki ile borcun sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının yasal cevap süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunmadığı ve davacının savunmanın genişletilmesine açık muvafakati de olmadığından davalının zamanaşımı itirazının reddi gerektiği, dava konusu kredi sözleşmeleri ve ekleri sunulmamış ise de davalının borçlu şirketlerin borcuna kefaletinin olduğu veya borçlarının davalı tarafından üstlenildiği tarafların kabulünde olup temlik sözleşmesinde bu hususun açıkça yazıldığı "Alacağın Devri" başlıklı sözleşmede temlik eden davalının temlik alan davacıya 09.05.2008 tarihi itibari ile 63.643,66 Euro borcu olduğunu kabul ettiği, davalı vekili temlik metnindeki ifadelere istinaden bu temliğin ifa yerine edim olarak yapıldığı, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davalı vekili tarafından da delil listesinde kendi delili olarak gösterilen 04.02.2015 tarihli hesap özetine ve bilirkişi raporuna göre, davacının dava dışı şirketlerden olan alacağı dava tarihi itibari ile 68.229.- Euro ana para, 63.182,60 Euro işlemiş faiz, 7.500.- Euro yurt dışı yargı/tahsilat giderleri olmak üzere toplam 138.911,60 Euro olduğu (388.924,69 TL), öte yandan temlik alınan alacağın konu edildiği icra takibiyle ilgili olarak dava dışı borçlu ... tarafından açılan menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verildiği, davacının 73.401,23 TL icra inkâr tazminatı(kötü niyet tazminatı), 20.115- bakiye ilam harcı, 1.184.- bozmadan önce yapıldığı belirtilen masraf, 4.954,50 peşin harç ve 25.530.- avukatlık ücreti olmak üzere toplam 125.184,73 ödemeye mahkûm edildiği ve kararın kesinleştiği, bu borcun oluşmasında davacıya kusur atfedilemeyeceği için davalının sorumlu olduğu,davada hükme bağlanan masraflar ve tazminat nedeni ile davalının davacıya dava tarihi itibari ile borcunun 77.442,05 bakiye anapara, 6.530,59 ödenmemiş faiz olmak üzere toplam 83.972,64 TL olduğu, neticeten davacının kefalet sözleşmeleri ve temlik sözleşmesinden kaynaklanan toplam 472.897,33 TL borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 472.897,33 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; uyuşmazlık ile en sıkı ilişkili hukukun MÖHUK 24/4 gereği Türk Hukuku olduğu, ihtilafa neden olan alacağın devri sözleşmesinin TBK'ya göre yapıldığı, davalının mutad meskeninin Türkiye/İstanbul'da olduğu, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı gereği; uyuşmazlığa Türk Hukukunun uygulanacağının tespiti ile TBK'nın 156/2.maddesi uyarınca davalının zamanaşımı def'inin reddine, ayrıca davacının kredi sözleşmelerinden kaynaklanan 63.643,66 Euro alacağa yönelik ipotekli takip dosyasına yapılan ödemenin davacı hakkında başlatılan ilamlı icra dosyasına aktarıldığı, bunun dışında ödeme kaydına da rastlanılmadığı, bu tutara dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarının 20.565,62 Euro olduğu, ilamlı takip dosyasında davacı tarafça yapılan 75.000.- TL ödemenin ise dava tarihinden sonra yapılmış olduğunun tespit edildiği, o halde 63.643,66 Euro olan davacı alacağına karşılık, temlike konu ipotekli icra takip dosyasında yapılan toplam 61.219,07 TL tahsilat yine davacı hakkında başlatılan ilamlı icra takip dosyasına aktarıldığına, davalı tarafından ödeme yapıldığı yönünde bir bir bilgi veya belgeye de rastlanılmadığına göre davacının 63.643,66 Euro asıl alacak(dava tarihi itibariyle TL karşılığı 178.775,04 TL) ve 20.565,62 Euro işlemiş faiz(tarafların rapora faiz oranı yönünden itirazlarının olmadığı da dikkate alınarak) olmak üzere toplam 83.909,28 Euro (dava tarihindeki TL karşılığı 235.701,18 TL) talebinde haklı olduğunun kabulü gerektiği, ipotekli takibe konu edilip menfi tespit davasında reddedilen tutar 11.878,83 TL asıl alacak ve bu tutara işleyecek faiz ve masraflar yönünden temlik geçerliliğini sürdürdüğünden bu tutarın icra dosyasında davacı tarafından tahsili halinde borcun o tarih itibariyle yeniden hesaplanması ve tahsil edilen tutarın davacı alacağından mahsubu gerekeceği, bu nedenle hüküm kurulurken ipotekli icra takibiyle tahsilde tekerrür etmeme kaydı konulması gerektiği, yine davacı tarafça, dava dışı ... tarafından başlatılan ilamlı icra takibi nedeniyle 103.060,72 TL tahsil edildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu icra dosyasında davacı tarafça dava öncesinde yapılan ödemeye ilişkin bilgi veya belgeye rastlanılmadığı, bilirkişi raporunda sözü edilen 75.000.-TL ödemenin ise dava tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmakla, davacı taraf bu talebinde haklı görülmediği, bu ödeme tutarının alacak hesabında dikkate alınmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeninde hüküm kurularak, davanın kısmen kabulüne; 235.701,18 TL alacağın 178.775,04 TL'sine dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine (Isparta 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5625 Esas sayılı icra takibi ile tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla), fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı ... International A.G. harçtan muaf oldğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı ... International A.G'ye iadesine, 02/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara