Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2266 Esas 2022/7745 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2266
Karar No: 2022/7745
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2266 Esas 2022/7745 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2266 E.  ,  2022/7745 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 11.03.2020 tarih ve 2018/867 E. - 2020/247 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 01.11.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 20.07.2014 tarihli ve 10 yıl süreli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin davalının münhasır temsilcisi olduğunu, bu yetki ile görevlendirilen müvekkili şirketin davalının İran'da ürettiği ürünleri tek satıcı sıfatıyla pazarlama hakkını elde ettiğini, davalı ... A.Ş.'nin 26.08.2010 tarihinde tek satıcılık sözleşmesini 15.07.2009 tarihi itibariyle sonlandırdığını bildirdiğini, müvekkilinin sözleşmenin 22. maddesi uyarınca 1,5 milyon USD cezai şart ile uğranılan diğer zararlarının tazminini talep etme hakkı kazandığını iddia ederek şimdilik 700.000,00 USD alacağın USD'ye uygulanan bir yıllık faiz oranları üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sözleşmenin 15.07.2009 tarihi itibariyle feshedildiği iddiasının doğru olmadığını, doğru olsa bile alacak iddiası göz önüne alındığında davacı talebinin öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davalının müvekkili şirketle yedi yıldan beri ticari ilişkisi olmadığını, müvekkili şirketin New York borsasında işlem gören her şirket gibi Amerika Birleşik Devletleri Yasası ve uygulamalarına tabi olduğunu, müvekkili şirketin yoğunluklu olarak enerji üretiminde kullanılan ekipmanların üretimini yaptığını, söz konusu ürünlerin barışçıl amaçlı silahların üretimi için kullanılabilir nitelikte olması nedeniyle Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri kararları ile satışın yasaklandığını, bu durumun müvekkil şirketin tamamen kontrolü dışında geliştiğini ve halen devam etmekte olan mücbir sebep durumu bulunduğunu, bu durumda davacının İran'da temsilciliğini veya satıcılığını yaptığı diğer çok uluslu şirketlerle olan durumunun aynı konumda olduğunu, müvekkili şirketin sözleşmeye aykırı davranmadığını, Birleşmiş Milletler kararı nedeniyle İran'a hiçbir şekilde mal satamadığını, davacının zararının oluşmadığını, sözleşmeye aykırı hareket edenin davacı olduğunu, zira sattığı ürünlerin bedellerini tahsil ettiği halde bu bedelleri müvekkiline ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilip edilmediği noktasında toplandığı, dosyaya sunulan 26.08.2010 tarihli ... isimli kişi tarafından gönderilen faks mesajı ile sözleşmenin feshedildiğinin davacı tarafından iddia edildiği, davalının kendilerinin sözleşmeyi feshetmediğini, sözü edilen faks mesajının müvekkili ile ilgisinin olmadığını savunduğu, davalı adına faks mesajı gönderen ...'ün davalı şirketi temsile yetkili şahıs olmadığı, davalının ...'ün davalı şirketi temsile yetkili kişi olduğunu yönünde görünüş yarattığı iddiasının kanıtlanamadığı, tacir olan davacının davalı şirketin yetkilisi olmayan şahsın gönderdiği e-mail ile hiçbir gerekçe göstermeksizin sözleşmenin feshedilemeyeceğini bilmesi gerektiği, tacirler arasındaki fesihlerin tabi olduğu şekle uygun bir fesih söz konusu olmadığı, davalı şirkette satış temsilcisi olarak çalışan ve işleri takip eden bir çalışanın şirket adına sözleşme düzenleme ve sözleşmeyi feshetme yetkisinin olamayacağı, bunun için ayrıca yetkilendirilmiş olması gerektiği, bu hususun ve taraflar arasında düzenlenen 20.07.2004 tarihli sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasının davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara