Esas No: 2021/6337
Karar No: 2022/7899
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6337 Esas 2022/7899 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/6337 E. , 2022/7899 K.Özet:
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi sonucu, davalı borçlu ile davacı arasındaki hisse devir sözleşmesi uyarınca davalının kefalet sorumluluğunun devam ettiği tespit edilmiş ve davacının protokolden kaynaklanan kefaleti sona erdirmeye yönelik kendi borcunu ifa etmediği gerekçesiyle takibe ve davaya konu olan karşı edim borcunun ödenmesini talep etme hakkının olmadığı kararına varılmıştır. Temyiz itirazları reddedilerek, kararın onanmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.02.2021 tarih ve 2017/2 E. - 2021/61 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 15.11.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi ile İzci Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ndeki davalı borçluya ait hisselerin tamamını müvekkiline devredildiğini, sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini ancak davalı borçlunun edimlerini yerine getirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden 100.000.- USD'nin davalı tarafından ödenmemesi üzerine İstanbul 24. İcra Müdürlüğü'nün 2016/8423 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından, başlatılan takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mali durumunun iyi olmadığını, borcunu ancak yapılacak işlerle ödeyebileceğini söylediğini, davacının hiçbir şekilde müvekkili ile irtibat kurmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen sözleşme, keşide edilen ihtarname ve ilgili bankalardan alınmış olan cevabi yazılar hep birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıya protokol ile üstlenmiş olduğu takibe konu 100.000,00 USD borcun taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davalının kefaletinin sonlandırılması şartına bağlandığı, davacı tarafın bu şartın gerçekleştiğini ispat edemediği, davalının kefalet sorumluluğunun hala devam ettiği, karşılıklı borçları ihtiva eden sözleşmelerde 6098 sayılı TBK m. 97 kapsamında ifayı talep eden alacaklının öncelikle kendi borcunu ifa etmiş olması gerektiği aksi halde karşı edim borcunun ifasını talep etme hakkı olmadığı, somut olayda davacının protokolden kaynaklanan kefaleti sona erdirmeye yönelik kendi borcunu ifa etmediğinden, takibe ve davaya konu karşı edim borcu olan 100.000,00 USD'nin ödenmesini talep etme hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 08/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.