Esas No: 2021/3211
Karar No: 2022/7966
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3211 Esas 2022/7966 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3211 E. , 2022/7966 K.Özet:
Davacı müvekkil, şirket hissedarı olduğunu ve azil işlemi ile güven ilişkisinin sarsıldığını iddia ederek şirketten ayrılma talebinde bulunmuştur. Ancak İlk Derece Mahkemesi bu talebi haklı neden olarak kabul etmemiş ve reddetmiştir. Davacı vekilinin istinaf istemi de aynı gerekçeyle reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kanun Maddeleri: HMK'nın 353/b-1, 370/1, 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 05.11.2020 tarih ve 2016/852 E. - 2020/179 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.03.2021 tarih ve 2021/276 E. - 2021/464 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket hissedarı olduğunu, 20/05/2008 tarihli karar ile müvekkilinin 5 yıl süre ile şirketi temsil ve imza yetkisi verildiğini, 16/06/2008 tarihli karar ile müdürlük yetkisinin elinden alındığını bu şekilde azil işleminin ortaklar arasındaki güven ilişkisini sarstığını, müvekkili ile diğer ortaklar arasında şirket ortaklığının sağlıklı bir şekilde sürdürme imkanı kalmadığını, müvekkilinin şirket hissesine mukabil demirbaş mamül yarı mamül araç ve gayrimenkulün kendisine verilmesi kaydıyla ayrılma talebinde reddettiklerini, Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/318 esas sayılı dosyasında şirketten çıkma davası açtığını, mahkemece ortaklar arasında ekonomik yaşamda çekişmesiz bir biçimde birlikte hareket etmelerinin imkansız olduğu ve davacının şirket ortaklığını sağlıklı bir şekilde sürdürme imkanının kalmadığının tespit edildiğini, ancak ayrılma akçesinin ana sermayenin itibarı miktarının geçen şirket malvarlığından ödenmesi hakkındaki hükümlere riayet edilerek ödenmesinin mümkün olmadığından davanın reddine karar verildiğini, diğer iki ortağın ayrıca sermaye arttırım yönünden karar aldığını bu kararın iptaline yönelik dava açtıklarını yargılamanın devam ettiğini ileri sürerek davalı şirketin tasviyesini talep etmiştir.
Davalı vekili, şirketin feshini gerektirecek haklı sebebin olmadığını, gelişen olaylarda davacının kendi kusuru bulunduğunu, mahkemece aksi kanaatte ise davacı ortağın payına düşen gerçek değer tespit edilerek ortaklıktan çıkmaya karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı müdürlük görevinin elinden alındığını, yurt dışında olduğundan şirkete katılma amacını kaybettiğini ileri sürerek şirketin haklı neden ile feshini istediği, bu durumun şirketin feshi için haklı neden olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinde tüm dosya kapsamına göre; Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/101 Esas sayılı genel kurul kararı iptali davasında sermaye artırımına ilişkin kararın iptali kararı verildiği, dosyasının istinaf aşamasından geçtiği, mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.