Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3348 Esas 2022/7964 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3348
Karar No: 2022/7964
Karar Tarihi: 09.11.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3348 Esas 2022/7964 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ve davalı arasında bir tıbbi kötü uygulama nedeniyle açılan tazminat davasında, davacının rizikoyu daha önce bildirdiği gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili bu kararı istinaf etmiş fakat istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Davacı, bu kararı da temyiz etmiştir ancak temyiz istemi reddedilmiştir. İlgili kanun maddeleri: HMK 353/b-1, HMK 370/1, HMK 372.
11. Hukuk Dairesi         2021/3348 E.  ,  2022/7964 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 05.12.2017 tarih ve 2014/585 E- 2017/674 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 18.02.2021 tarih ve 2020/1365 E- 2021/223 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 10.08.2011-10.08.2012 tarihlerini kapsayan 43620973 nolu Tıbbi Kötü Uygulamaya ilişkin zorunlu hekim poliçesi düzenlendiğini, primlerin ödendiğini, davacının Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olduğunu, 17.08.2000 tarihinde, dava dışı ...'nin kol kırığı nedeni ile Sakarya ToyotaSa Acil Yardım Hastanesine müracaatı sonucunda ve vakadan 3 gün sonra kangren olup kolunun kesildiğini, vasisi tarafından Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 08.12.2009 tarihinde tazminat davası açıldığını ve mahkemece 19.12.2013 tarihinde 228.000.-TL maddi 15.000.-TL manevi tazminata hükmedildiğini, bu durumun davacı tarafından 16.01.2014 tarihinde davalı ... şirketine bildirildiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 114.000.- TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, olay tarihinin 17.08.2000 tarihi olup talebin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin A-1 maddesi gereğince sigorta teminatının 10 yıllık dönem başlangıcının 30.07.2009 olarak belirlendiğinden teminat dışı olduğunu, dava dışı 3. kişi tarafından açılan davanın 2003 tarihli olup, rizikonun 08.12.2009 tarihi olarak bildirilmesinin gerçeği yansıtmadığını, davacının tazminat talebini de 2003 yılında öğrendiğini, davacının poliçe genel şartlarındaki yükümlülüklere aykırı davranarak sorumluluklarını yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; rizikonun düzenlenen poliçe süresi içinde gerçekleşmediği gibi, poliçe genel şartlarında belirlenen 30.07.2009 tarihinden de önce olduğu, davacının 2003 yılında aleyhine açılan dava ile rizikoyu öğrenmiş sayılacağından tazminat talebinin poliçe kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesinde tüm dosya kapsamına göre; davacının poliçe düzenlenme tarihinde, tıbbi kötü uygulama nedeni ile aleyhine tazminat davası açıldığından haberdar olduğu, bu haliyle davacının alacak talebinde bulunamayacağı, rizikonun teminatın başladığı 30.07.2009 tarihinden evvel davacının 2003 yılında aleyhine açılan davada dava dilekçesinin tebliği ile gerçekleştiği, davacının tazminat talebinin poliçe kapsamında kalmadığı, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara