Esas No: 2021/4442
Karar No: 2022/8173
Karar Tarihi: 22.11.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4442 Esas 2022/8173 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4442 E. , 2022/8173 K.Özet:
Davalı bankadan kredi kullanan 3. kişinin davacının taşınmazını ipotek ettirdiğini ancak kredi borcunun ödenmemesi üzerine hakkında icra takibi başlatıldığını, taşınmazın satılarak borcun ödendiğini, ancak davalı bankanın borcun tamamının sona ermediği gerekçesi ile davacı hakkında icra takibi başlattığını belirten davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi, davacının genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını ve kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Yapılan istinaf başvurularının ardından, Bölge Adliye Mahkemesi, davacının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesinin geçerli olduğuna ve yasalara uygun bir şekilde icra takibi yapıldığına hükmetti. Temyiz talebi de reddedildi.
Kanun Maddeleri: Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. Maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Elazığ 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.04.2019 tarih ve 2018/303 E- 2019/132 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.04.2021 tarih ve 2019/1367 E- 2021/595 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankadan kredi kullanan 3. kişi lehine taşınmazını ipotek ettirdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, taşınmazın satılarak borcun ödendiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi ile davacının hukuki sorumluluğunun sona erdiğini, ancak davalı bankanın borcun tamamının sona ermediği gerekçesi ile davacı hakkında Elazığ 4. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3101 esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davacının sözleşme yapılırken iradesinin yalnızca belirlenen taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirmekten ibaret olduğunu, borcun tamamına kefil olduğuna dair bir iradesinin bulunmadığını, davacı kefalet sözleşmesini imzalamışsa olsa dahi kefaletin TBK’nın 583 ve 584. maddeleri uyarınca geçersiz olduğunu, ayrıca ipotek akit tablosunda kefalete ilişkin düzenleme yapılamayacağını ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dışı Bay Ulus Basın Yayın Med. Matbaa Amb. Tuz. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin davalı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, borçtan sorumluluğunun sadece ipotekli taşınmazla sınırlı olmadığını belirterek, davanın reddini ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, sözleşmenin 08.06.2011 tarihli olduğu, olaya mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun uygulanması gerektiği, kefalet sözleşmesinin yazılı olarak yapıldığı, kefilin sorumlu olduğu miktar 300.000,00 TL olarak belirtildiği, sözleşmenin geçerli olduğu, kefalet sözleşmesinin aldatma ve hile ile yapıldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediği, mülga 818 sayılı BK'nın 487. maddesi uyarınca alacaklının müşterek müteselsil kefil olan davacıya karşı doğrudan icra takibi yapabileceği, Elazığ 4. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3101 esas sayılı icra takip dosyasında bakiye borç miktarının 825.201,38 TL olduğu gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, uyuşmazlık konusu genel kredi sözleşmesinin 08.06.2011 tarihinde imzalandığı, davalının sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükteyken kurulduğundan 6098 sayılı TBK'nın 583. maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemeyeceği, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.