Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2135 Esas 2011/2318 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2135
Karar No: 2011/2318
Karar Tarihi: 06.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2135 Esas 2011/2318 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/2135 E.  ,  2011/2318 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile 10.07.2006 tarih ve 114 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkartıldığını, yapılan itiraz üzerine 26.05.2007 tarihli genel kurulda da, ihraç kararının devamı yönünde karar alındığını, davalı kooperatifçe tevdi mahalli tayin ettirilerek ödenen aidatların iade edildiğini, genel kurul kararının müvekkiline tebliğ edilmediğini, ihtarnameler ve çıkartma kararının usulsüz olduğunu, ihtarnamelerde borcun ayrıntılı olarak gösterilmediğini, ikinci ihtarnamede borcun ödenmesi için otuz gün ve bir ay şeklinde ayrı ayrı çelişki yaratacak biçimde süre tanındığını, genel kurulda da alınan kararın geçerliliğinin tartışmalı olduğunu, borcu olan başka üyeler hakkında ihraç kararı alınmayarak eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını, ihtarlarda belirtilen kadar borcu olmadığını ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, yasal ihtarlara rağmen davacının borçlarını ödemediğini, borcun ayrıntılı olarak bildirildiğini, davacı tarafça müvekkile gönderilen ihtarnamede ve genel kurulda borca itirazının olmadığını, genel kurul toplantısında bir usulsüzlük bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının iki ihtara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, ihraç kararına karşı süresinde genel kurula itiraz ettiği, genel kurulda da çıkarma kararının devamı yönünde karar alındığı, genel kurulda davacının borcu olduğunu beyan ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava, ihtarlara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle alınan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
    Parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın kooperatif üyeliğinden ihraç usulü 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 27.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kooperatif sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlülüklerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Anılan yasa hükmüne göre ortağın ihraç edilebilmesi için ihtarname ile tebliğ edilen borcun gerçek borcu yansıtması, muaccel olması, muhatabında tereddüte neden olmaması gerekir.
    Davacıya, 28.02.2006 tarihi itibariyle 1.200,00 TL aidat borcu, 450,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.650,00 TL borcu olduğu, borcunu ödemediği takdirde üyelikten çıkartılacağı ihtarını içerir iki ayrı ihtarname tebliğ edilmiştir. Davacı, ödeme iddiasında bulunmamış ancak, ihtarlarda belirtildiği kadar borcu olmadığını ileri sürmüştür.
    Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında davacının borcu ayrıntılı olarak hesaplanmamış, sadece ihtarnamelerde bildirilen borç miktarına atıfla yetinilmiştir. Bu haliyle bilirkişi raporları açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli olmayıp, borcun hangi dönemi kapsadığı, gecikme faizinin hangi tarihten itibaren hesaplanmaya başlandığı ve neye göre belirlendiği ihtarlardan ve bilirkişi raporlarından anlaşılamamaktadır.
    Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek, kooperatif kayıt ve defterleri, genel kurul kararları getirtilip, gerektiğinde banka hesapları da incelenmek suretiyle, davacının gerçek borcunun belirlenmesi için bilirkişi raporu alındıktan sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara