MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, kooperatif yönetim kurulunun, 23.06.2003 tarihinde genel kuruldan yetki almadan bir kooperatif ortağının ödemiş olduğu aidat toplamı tutarında aidat almak sureti ile davalıyı ortaklığa kabul ettiğini, yönetim kurulunca dairenin gerçek bedelinin çok altında 9.519.00 TL bedelle davalının ortak kaydedilerek adına daire tahsis edildiğini, dairenin gerçek bedelinin 13.000.00 TL olduğunu, aradaki farkın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya üyelikten kaynaklanan ödentilerin tamamını eksiksiz ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporu doğrultusunda, taşınmaz satış yetkisi ve değerinin belirlenmesinin kooperatif genel kuruluna ait olduğu halde, yönetim kurulunca Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmeye aykırı olarak taşınmaz satış ve tahsisi yapıldığı, 26.05.2005 tarihli genel kurulda 05.05.2002 tarihinden sonra üye olacak ortaklardan 13.000,00 TL. alınmasına karar verildiği, bu kararın iptali için açılan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiği, davalıya yapılan satış ve devir nedeniyle diğer üyelerin haklarının zarara uğradığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne itirazın 3.481,00 TL. asıl alacak ve 1.655,60 TL. işlemiş faiz yönünden iptaline, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalının ortaklığa alınırken daire bedelini eksik ödediği iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Yasası ve kooperatif anasözleşmesi hükümlerine göre, ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararları tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan ve katılmayan bütün ortakları bağlar. Ortaklardan sadece bir kısmı hakkında şahsi nitelik taşıyan kararların ise tebliği gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davalının sunduğu ödeme belgeleri ve bilirkişi raporuna itirazları üzerinde durularak gerçek borç miktarının belirlenmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda 05.05.2002 tarihinden sonra üye olan davalı ve diğer üç kooperatif ortağından 13.000,00 TL. satış bedeli alınmasına ilişkin 26.05.2005 tarihli genel kurul kararının davalıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak davalının temerrüt tarihinin saptanması ve oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.