Esas No: 2011/2383
Karar No: 2011/2123
Karar Tarihi: 28.11.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2383 Esas 2011/2123 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, müvekkilinin adına isabet eden konut lehine 6.750,00 TL şerefiye bedelinin tespit edilerek, 02.04.2006 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında ödenmesinin kararlaştırıldığını, şerefiye alacaklılarına çeşitli sebepler ileri sürülerek ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 6750,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatifin üyesi olmadığını, davacının babasının kooperatif ortağı olduğunu, davacının dava hakkı olmadığını üyelerden toplanması gereken tüm şerefiye bedellerinin henüz toplanmadığını, ancak kooperatif bütçesi uygun olduğu takdirde şarta bağlı olarak ödenmesinin kabul edildiğini, bu nedenle alacağın muaccel olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir..
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen ilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şerefiye tespit komisyonunca belirlenen şerefiye bedellerinin toplandığını, 30.06.2008 tarihine kadar hak sahiplerine ödenmesine ilişkin genel kurul kararı bulunmasına rağmen bir ödeme yapılmadığı, dava tarihi itibariyle şerefiye bedellerinin ödenmesinin talep edilebileceği, davacının hak sahibi olan babasına ödenmesi gereken 6750,00 TL"nin miras hissesi olan 3/4 oranında nisap oranına tekabül eden 5.062,50 TL" nin 30.06.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Tereke iştirak halinde olduğundan, davacı dışındaki diğer iştirakçilerin muafakatı alınmadan veya terekeye temsilci tayin edilmeden davacının yalnız başına dava açma ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemenin yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine , 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.