Esas No: 2011/2850
Karar No: 2011/2026
Karar Tarihi: 22.11.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2850 Esas 2011/2026 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, 2006 yılında kooperatif başkanlığını devraldığını, kooperatifin sulama işi yaptığını, davalının başkan olduğu dönemde elektrik borcunu ödemediğini, ödenmeyen borçlar nedeniyle kooperatif aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının tahsil edemediğini söylediği sulama ücretinin yaklaşık 13.000,00 TL olduğunu, fakat tüm sulama ücretlerini tahsil edip uhdesinde bulundurduğunu, kooperatifin elektrik borcunu ödemediğini ileri sürerek, davalının görev yaptığı 1999-2003 yıllarına ilişkin olarak kooperatifin davalıdan alacağının tespitine karar verilmesini, 22.12.2009 havale tarihli dilekçesinde ise 13.000,00 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşıma uğradığını, sulama kooperatifine borcu olan kişilerin listesinin hazırlandığını, liste altına müvekkilinin imza attığını ancak bu borçları ödeyeceğine dair beyanı olmadığını, zimmet suçlamasıyla yapılan yargılama sonucunda beraat ettiğini, dava dilekçesinin bir bölümünde alacağın tahsili, bir bölümünde alacağın tespiti ifadesinin yer aldığını, talebin açıklattırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının, davalının uhdesinde kalan paranın tespitini talep ettiği sonucuna varıldığı, HUMK"un 185/2.maddesi uyarınca dava açıldıktan sonra davacının iddiasını değiştirmesi ve genişletmesinin mümkün olmadığı, talep sonucuna sonradan yeni bir talebin eklenmesinin talep sonucunun genişletilmesi olacağı, davalının rızası olmaksızın davanın genişletilip değiştirilemeyeceği, davacının da iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, eski yönetim kurulu başkanının kooperatifi zarara uğrattığı iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır.
Davalının, yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı dönemde, tahsil edilen paraları uhdesinde tutarak kooperafin zararına neden olduğu ileri sürülerek, kooperatifin uğradığı zararın tazmini istenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98.ve Türk Ticaret Kanunu"nun 341.maddesi uyarınca, yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurulca dava açılması yönünde bir karar alınmalı ve dava da denetçiler tarafından açılmalıdır. Davalı hakkında sorumluluk davası açılması için alınan bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi dava da denetçiler tarafından açılmamıştır. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK"nun 39-40. maddelerine (6100 sayılı HMK"nın 52-54.maddeleri) göre davacıya münasip bir mehil verilerek, davalı hakkında sorumluluk davası açılması veya açılan davaya muvafakat edilmesine ilişkin genel kurul kararı ibraz edilip, davanın da denetçiler ya da denetçilerin yetkilendireceği bir vekille takibi sağlanmak suretiyle işin esasına girmek gerekirken yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.