Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4024 Esas 2011/2016 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4024
Karar No: 2011/2016
Karar Tarihi: 23.11.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4024 Esas 2011/2016 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kooperatif ortaklarından birinin konutunu ve ortaklık payını devralan davalının Mart 2005'ten bu yana aidat ödemesi yapmadığını öne sürerek, 4.260,00 TL asıl alacak ve 16.398,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 20.658,00 TL'nin tahsili için dava açmıştır. Ancak davalı, kooperatif üyeliğini devralmadığını ve herhangi bir başvurusu olmadığını iddia etmiş ve davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davalı ve dava dışı şahıs arasındaki sözleşmedeki sorumsuzluk hükmüne dayalı olarak eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, kooperatif ortaklığı konusunda açık karar olmasa da, kooperatifin bu kişiyle yazışmalar yapması, genel kurullara çağırması ve ödemelerini kabul etmesi gibi eylemlerle zımnen gerçekleşebileceği belirtilmiş ve konu uzman bilirkişi aracılığıyla incelenip, davalının üyeliğinin varsa sorumlu olacağı miktar hesaplanarak bir karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- İcra ve İflas Kanunu (2004)
- Türk Medeni Kanunu (1926)
23. Hukuk Dairesi         2011/4024 E.  ,  2011/2016 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortaklarından..."dan konutunu ve ortaklık payını devralan davalının Mart 2005 tarihinden sonra aidat ödemesi yapmadığını ileri sürerek, 4.260,00 TL asıl alacak ve 16.398,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 20,658,00 TL nin tahsili ile asıl alacağa dava tarihinden itibaren aylık %10 gecikme faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı..."dan daire satın almasına rağmen kooperatif üyeliğini devralmadığını, üyelik için kooperatife herhangi bir başvurusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı... ile davalı arasında yapılan 07.11.2006 tarihli sulh sözleşmesinde, davalının kooperatif aidatlarından sorumlu olmayacağının kararlaştırıldığı, davalının sadece taşınmazın maliki olduğu, davalının aidat ödeyerek fiilen kooperatif üyesi haline gelmediği, davacı tarafından sonradan sebepsiz zenginleşme hükümleri ileri sürülmüş ise de dava dilekçesinde davayı aidat alacağına dayandırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının davacı kooperatifte ortaklık sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açık bir karar olmasa da kooperatifin bu kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, genel kurullara çağırması, ödemelerini kabul etmesi gibi eylemlerle zımnen de gerçekleşebilir. Öte yandan, kooperatif ortağı olsun veya olmasın kooperatif hizmetlerinden yararlanan kişilerin bu hizmetlerin karşılığı olan genel yönetim ve altyapı giderlerine katılmaları zorunluluğu vardır.
    Bu durumda mahkemece, uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatifin kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları incelenerek davalının üyeliğinin davacı kooperatif tarafından açıkça ya da zımnen benimsenip benimsenmediği, talep edilen " aidat alacağı" kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edildikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalının varsa sorumlu olacağı miktar hesaplanarak, oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, davalı ve dava dışı şahıs arasındaki sözleşmedeki sorumsuzluk hükmüne dayalı olarak eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara