Esas No: 2011/4252
Karar No: 2011/2014
Karar Tarihi: 23.11.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4252 Esas 2011/2014 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin 25.11.1999 tarihinde davalı kooperatifle yapılan anahtar teslimi hisse satış sözleşmesi ile iki adet villa satın aldıklarını, bedelini peşin ödediklerini, buna rağmen davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı tarafından kendilerinden her hangi bir talepte bulunulmayacağının belirtildiğini, ancak davalı kooperatifin 18.06.2006 tarihli olağan genel kurulda aldığı kararlar ile haklarını ihlal ettiğini ve dava devam ederken müvekkillerinin davalı kooperatife üyeliklerinin kalmadığını ileri sürerek söz konusu genel kurulda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında akdedildiği belirtilen sözleşmelerin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacıların davalı kooperatifin 18.06.2006 tarihli genel kurul kararlarının iptali talep edilmiş ise de davacıların kooperatif üyeliklerinin sona erdiğinin kendi vekilleri tarafından da kabul edilmesi ve ilgili genel kurul hazirun cetvelinde davacıların isimlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatifin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53’üncü maddesinde kimlerin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir. Ortaklık sıfatı, ortağın açacağı iptal davasının dinlenebilmesi koşuludur. Öte yandan, hukuki yararı olan herkes alınan kararların her zaman batıl olduğunu tespitini de isteyebilir. Her davada olduğu gibi, bu tür davalarda da davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar dava şartlarının ve bu arada hukuki yararın halen mevcut olması gerekir. Somut olayda, dava dilekçesinde davacıların kooperatif üyesi olmadıkları için 18.06.2006 tarihinde yapılmış olan olağan genel kurul kararlarına karşı muhalefet şerhi koydukları ve davacılar vekilinin 29.04.2010 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında davacıların davalı kooperatife üyeliklerinin kalmadığı açıkça belirtilmiştir. Bu anlamda, davacıların ortaklık sıfatının bulunmaması nedeni ile, genel kurulda alınan kararların iptalini dava etmede hukuki yararlarının ve aktif husumetlerinin bulunmaması nedeni ile Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.