23. Hukuk Dairesi 2011/686 E. , 2011/1820 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı SGK Başkanlığı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, düzenlenen sıra cetvellerinde birinci sıraya alınan ...’in alacağının gerçek alacak olmadığı ve hukuki niteliğinin bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvellerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı SGK Başkanlığı vekili, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun biçimde hazırlandığını, müvekkilinin ikinci sıraya alınarak, ilk sıra alacaklısı ile garameye dahil edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., yanıt vermemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ...’in alacağının gerçek olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2007/6407 sayılı takip dosyasında düzenlenen sıra cetvellerinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı SGK Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı 08.01.2009 ve 17.02.2009 günlü sıra cetvellerinin iptaline karar verilmesini istemiş ve mahkemece bu iki sıra cetvelinin iptaline karar verilmişse de, dosyanın incelenmesinde 8.1.2009 tarihli sıra cetveline rastlanamamıştır. Mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
2- Dava ... ve SGK Başkanlığı aleyhine açılmış ve davacı vekilinin, aşamalarda sunduğu dilekçelerde her iki davalının, alacaklarının varlığını ve miktarını ispatlamaları gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı SGK Başkanlığı’nın alacağının miktarının tesbiti bakımından, konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
3- Öte yandan, sıra cetvelinde yer alan bir alacağın esas ve miktarına yönelik itirazlarda, sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın öncelikle davacı alacağının ödenmesine tahsisine, artan kısım olursa bunun davalıya bırakılmasına karar vermek gerekir. Hükmün açıklanan bu ilkeye aykırı biçimde tesis edilmesi de, kabul şekli itibariyle doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.