Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1552 Esas 2019/264 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1552
Karar No: 2019/264
Karar Tarihi: 21.01.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1552 Esas 2019/264 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2017/1552 E.  ,  2019/264 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacının davalı bankadan almış olduğu ... numaralı kredi kartından dolayı banka tarafından 2006-2013 yılları arasında 490 TL kredi kartı üyelik ücreti ile hesap işletim ücreti kesildiğini,yine 2009-2014 yılları arasında ise toplamda 4.172,66 TL nakit avans ve hızlı para ücreti kesildiğini , banka ile işbu kredi kartlarına ilişkin olarak sözleşmeler imzalanmasına rağmen sözleşmelerin bir nüshasının tarafına verilmediği gibi önceden hazırlanmış matbu sözleşmeler olması nedeniyle sözleşme içeriğine müdahale hakkı verilmediğini ve davacı ile de müzakere edilmediğini,bankanın bu uygulamasının haksız şart niteliğinde olduğunu belirterek toplam 4.662,66 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili,davacı tarafın hesap ekstrelerine yasal süresi içerisinde bir itirazının olmadığını ve itirazi kayıtsız ödemede bulunarak dava konusu kredi kartını kullanmaya devam ettiğini,dava dilekçesinde talep edilen tutarların hangi kalemlerden oluştuğunun tam olarak bildirilmediğini kredi kartından çekilen tüm tutarların davacının onayı ile tahsil edildiğini,talep edilen tutarların kesintiden fazla olduğunu, bankanın masraf talep hakkının bulunduğunu, kredi sözleşmesinde ve sözleşme öncesi bilgi formunda dosya masrafı alınacağı hususunda bilgilendirme yapıldığını,davacının haksız şart iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece,toplanan deliller,yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,tüketiciden hesap işletim ücreti ile kredi kartı aidatı alınacağına ilişkin sözleşme hükümlerinin başlı başına haksız şart niteliğinde olmamakla birlikte bankacılık hizmet sözleşmesinde hesap işletim ücreti ile ilgili herhangi bir alt veya üst sınır belirlenmediği, hesap işletim ücretini belirleme yetkisinin tek taraflı olarak bankaya bırakıldığı, tüketiciden hesap işletim ücreti adı altında 110 TL kesinti yapıldığı,somut olayda ibraz edilen sözleşmenin 12 puntodan küçük ve okunaksız olduğu, belli bir rakam üzerinde uzlaşma sağlanmadığı, tüketiciden kart aidatı adı altında 330 TL kesinti yapıldığı, hesap işletim ücreti ve aidat miktarını tek taraflı belirleme yetkisinin 6502 sayılı Kanunun 5/1 maddesi anlamında tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartı olduğu ve haksız şartın unsurlarının oluştuğu ve bu yönü ile 6502 sayılı Kanun"un 5/8 fıkrası gereğince, sözleşmesindeki bu haksız şartın kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğu, davacıdan hızlı para hizmeti adı altında 2.900,84 TL, taksitli avans ücreti adı altında 1.113,01 TL ve nakit avans ücreti adı altında 158,30 TL olmak üzere 4.172,70 TL kesinti yapıldığı, herhangi bir gider belgesi sunulmadığı, sonuç itibari ile tüketiciden 4.612,70 TL kesinti yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Kredi kartı tüketicilere mal ya da hizmetleri edinme karşılığı nakit para taşımalarına gerek kalmaksızın ödeme yapabilme, nakde ihtiyaç duyulduğunda da ATM"ler kanalıyla para çekme imkanı vermektedir. Bu haliyle kredi kartı bir yönüyle ödeme aracı, diğer yönüyle de bir kredi aracı niteliğindedir. 5464 sayılı Kanunun 24/3 . maddesine göre kartla mal veya hizmet satın alınmasında; kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yer almayan faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında hiçbir şekil ve surette ödeme talep edilemez ve kart hamilinin hesabından kesinti yapılamaz. Somut olayda davacı kredi kartı ile taksitli avans çekimi dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı nakit çekim komisyonunun iadesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki bankalar ticari kuruluşlar olup, amaçları kar elde etmektir. Bankalar tarafından tüketici kredilerinden herhangi bir zorunlu masraf ve gidere ilişkin bulunmayan kesintilerin iade edilmesi gerekmektedir. Ancak kredi kartı kullanmak suretiyle nakit avans çekilmesi halinde uygulanan nakit avans çekim komisyonu, bu nitelikte bir ücret değildir. Tüketici nakte ihtiyaç duyduğunda bankaya gidip tüketici kredisi imzalamadan, emek ve mesai harcamadan, herhangi bir merasime gerek kalmadan kolaylıkla bu krediye ulaşmaktadır. Banka, kart kullanıcısına ATM"lerden 24 saat kredi kullanma olanağı sağlamıştır. Bu hizmet, bankanın ATM cihazlarında her zaman belli tutarda bir nakit para bulundurması ve ne zaman kullanılacağını bilmediği bu meblağın faizinden yararlanmaktan vazgeçmesinin karşılığıdır. Nitekim somut olayda uygulanma imkanı yok ise de 6502 sayılı Kanuna göre çıkarılan 03.10.2014 tarih 29138 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hazırlanan “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”te ücret alınması mümkün olan EK-1 numaralı “Ürün ve Hizmet Sınıflandırması” listesinde kredi kartları ile ilgili olarak “Nakit Avans Çekim Ücreti” alınabileceği belirtilmiştir.
    Davacıya her ay gönderilen kredi kartı ekstresinde taksitli avans ve hızlı para işlemleri, ödemeleri ve alınan işlem ücretiyle ilgili bilgi verilmiştir. Kural olarak herkes dilediği şartlarda sözleşme yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. 5464 sayılı Yasanın 25/2. maddesine göre tüketici sözleşmeyi feshetmeyip kartı kullanmaya devam ettiğine göre "ahde vefa" ilkesi uyarınca sözleşmeye uymak zorundadır. Bu nedenle davacının ödediği nakit avans çekim komisyonunun iadesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara