23. Hukuk Dairesi 2011/1995 E. , 2011/1685 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken mali yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle üyelikten çıkartıldığını, çıkarma kararının haksız olduğunu, yapılmayan imalatların sanki yapılmış gibi yüklenicinin hakedişlerine yansıtıldığını, ihtarlarda borcun açık olarak kalem kalem gösterilmediğini, aynı durumdaki başka üyeler hakkında işlem yapılmadığını, yönetim kurulunun mali konularda kooperatifi çıkmaza sokmaya çalıştığını ve bu nedenle yargılanıp ceza aldıklarını ileri sürerek, müvekkilinin ihracına ilişkin 12.7.2008 tarihli yönetim kurulu kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borç miktarının ihtarnamelerde açık olarak gösterildiğini, borcun genel kurul kararlarına dayandığını ve davacının ödemesi gereken borcunu bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davacının bilirkişi raporu ile ihtarnamelerde gösterildiği gibi kooperatife borçlu olduğu ve borcunu ödemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle 12.7.2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatiften ihraç edilmiştir. Davacıya çıkartılan ihtarlarda borcun hangi dönemi kapsadığı belirtilmeden aidat, ara ödeme ve şerefiye bedelinden oluşan 20.745,00 TL ana para, 11.384,28 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 32.129,28 TL olduğu bildirilmiştir. Mali müşavir ..."dan alınan 9.11.2009 havale tarihli bilirkişi raporunda da borcun ayrıntılı hesabı yapılmamış, davacının borçlarının kaynağı, hangi kalemlerden oluştuğu ve miktarları da ayrı ayrı gösterilmemiştir. Anılan raporda, "borcun görünümü aşağıdaki gibidir" denilerek ihtarnamelerde bildirilen borcun tekrarıyla yetinilmiştir. Bu yönü itibarıyla bilirkişi raporu açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli değildir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna anılan yönlerden itiraz etmiş ise de, mahkemece ek rapor alınmamıştır. İlk ihtarnamenin, borcun ödenmesi gereken tarihten sonra Anasözleşmenin 14/2 nci maddesinde öngörülen 30 günlük bekleme süresinin geçmesi ile muaccel hale gelmesinden önce keşide edilmesi halinde ihraç kararının iptali gerektiği gibi, ihtarnamelerde ödenmesi istenilen borcun gerçek borcu yansıtmaması halinde de bu ihtarnamelere dayalı ihraç kararının iptali gerekir.
Bu durumda Mahkemece, bilirkişiden yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde borç miktarını, borcun miktarını ve hangi dönemi kapsadığı, hangi tarihte ödenmesi gerektiği hususlarını hiçbir tereddüte yer vermeyecek derecede gösteren, açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak uygun sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.