Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2839 Esas 2011/1680 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2839
Karar No: 2011/1680
Karar Tarihi: 15.11.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2839 Esas 2011/1680 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, kooperatif üyesi olan davacının, davalının aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durdurulması ve %40 tazminat talebi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davalı, ödemelerin peşin olarak yapıldığını ve borcu bulunmadığını, bulunsa bile ödeme miktarlarına göre hesaplanması gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davalının 11.790 TL asıl ve 1.162 TL gecikme borcu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir. Davalı, karara itiraz etmiştir. İlk olarak, davalının ödediği 4.230 TL hiç değerlendirilmeden karar verildiği belirtilmiş ve kooperatif kayıt ve belgelerinin incelenerek eşitlik ilkesine dikkat edilerek hesaplama yapılması gerektiği vurgulanmıştır. İkinci olarak, diğer temyiz itirazların değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Sonuç olarak, hükmün davalı yararına bozulması kararı verilmiştir. Kararda herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiştir.
23. Hukuk Dairesi         2011/2839 E.  ,  2011/1680 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, haksız itirazın iptali ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin ödemelerini peşin olarak yaptığını, borcunun bulunmadığını, borcu olduğu kabul edilse bile yapılan ödemelerin güncellenerek aynı durumdaki üyelerin yaptıkları ödeme miktarlarına göre borç hesabının yapılması gerektiğini, %10 gecikme cezası uygulanamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının yaptığı peşin ödeme ile borcunun ödediği gerekçesi ile davanın reddine dair ilk kararın, Yargıtay 16. Hukuk Dairesince genel kurulca yönetim kuruluna peşin ödemeli ortak kabul etme yetkisinin verilmediği, yalnızca davacının peşin ödemelerinin güncellenmiş değeri hesaplanarak borcu bulunmadığının kabulünün hatalı olduğu, davalı tarafın imza inkarının araştırılmadığı, bilirkişi raporuna itibar edilmemesinin yasal ve somut gerekçelerinin gösterilmediği gerekçeleriyle bozulması üzerine bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, peşin bedelli ortak alınması yönünde genel kurul kararı olmadığı, imzaların yönetim kurulu üyelerine ait olduğunun davacı tarafça kabul edildiği, davalının 11.790,03 TL asıl ve 1.162,00 TL gecikme borcunun bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece, davalının peşin ödemeli ortak olmadığı kabul edilmiş ancak, kooperatife ödediği uyuşmazlık konusu olmayan 4.230,00 TL hiç değerlendirilmeden, bu ödeme yokmuşcasına davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bu durumda mahkemece, uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla kooperatif kayıt ve belgeleri incelenerek, kooperatif üyeleri arasındaki ödemelerdeki eşitlik ilkesi de dikkate alınarak davalının yaptığı sabit ödeme ile normal ödeme yapan diğer üyelerin yaptıkları ödemelerin denkleştirilmesi gerekmektedir. Normal ve eksiksiz ödeme yapan bir kooperatif ortağının yapmış olduğu ödemeler, ödeme yaptıkları tarih itibariyle TEFE oranları esas alınarak, davalının peşin ödeme yaptığı tarihe kadar taşınmalı ve bu tarih itibariyle güncel değeri bulunmalı, bu değer ile davalının ödediği miktar arasında eşitliğin bulunup bulunmadığı ve davacı kooperatifçe girişilen icra takip tarihine kadar bu eşitliğin bozulup bozulmadığı saptanmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan ilkeler gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara