Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2391 Esas 2011/1675 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2391
Karar No: 2011/1675
Karar Tarihi: 14.11.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2391 Esas 2011/1675 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatifin genel kurulunda alınan bir kararın iptali için açılan dava reddedilmiştir. Davacı, genel kurulun 8. maddesi ile ilgili itirazlarını ve bu maddenin kooperatif kanununa aykırı olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, dava açabilmek için muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının karara karşı olan tutumunu belirlemek için keşif yapılmasını istemiş ancak davacı masraf yatırmamıştır. Taraflar arasında farklı statüler olup olmadığı ve genel kurulun bu konuda bir karar verip vermediği ise belirsiz kalmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23., 59. son, 61. ve 62. maddeleridir.
23. Hukuk Dairesi         2011/2391 E.  ,  2011/1675 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 15.02.2009 tarihli genel kurulunun 8. maddesine itiraz ederek tutanağa şerh konulması talebinde bulunduğunu, ancak divan heyetinin 4. maddeye şerh düştüğünü, müvekkilinin esasen hem faaliyetlerin ibrasına hem de aidatların arttırılmasına itiraz ettiğini, benzer konuda bir önceki genel kurulda alınan genel kurulun ilgili maddesinin iptali için de dava açıldığını, iptali istenen 8. maddesin de kooperatif inşaatlarının 1. kısım – 2. kısım veya D, E, F, G blokları, C ve B blokları ve A blok olarak ayrılıp her grup için farklı aidatlar belirlenmesinin ve müvekkilinin A grubuna dahil üyeler arasına dahil edilmesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. Ve anasözleşmenin 59/ son, 61. ve 62. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, 15.02.2009 tarihli genel kurulunun 8. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, hükümet komiseri nezaretinde yapılan genel kurulda iptali istenen maddeye muhalefet şerhi zapta geçirilmeden dava açılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, kooperatif anasözleşmesinin 59. maddesi ile ortakların ihtiyaç ve tercihlerine göre konutların değişik tip ve gruplar halinde planlanabileceği, Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesindeki eşitlik kuralının eşit kişiler arasındaki nisbi eşitlik anlamında olduğu, iptali istenen genel kurul kararının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. ve anasözleşmenin 59, 61. ve 63. maddelerine aykırılığının tespiti için keşif kararı verilmesine rağmen verilen kesin sürede masrafın yatırılmaması sebebiyle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Genel kurulun açıkca ya da zımnen benimsemesi halinde ortaklar arasında farklı statü belirlenebilir. Davalı kooperatif , davacının farklı statüde ortak olmadığını, diğer ortaklarla eşit konumda bulunduğunu ileri sürmesi karşısında, mahkemece, kooperatifin defter ve kayıtları ve tüm genel kurul kararları üzerinde kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, davacı hakkında farklı statüde ortaklığa kabul konusunda genel kurulca bir karar verilip verilmediği ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediği belirlenerek, davaya konu genel kurulda alınan kararla davacının kazanılmış hakkının ihlal edilip edilmediğinin tespit edilmesi, ihlale ilişkin bir tesbitin belirlenmesi halinde mutlak butlanla batıl olan bu karar aleyhine muhalefet şerhi konulmasına gerek olmaksızın dava açabileceğinin kabul edilerek yargılamanın bu bilgiler ışığında devamıyla oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davanın ispat edilemediğinden bahisle reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara