23. Hukuk Dairesi 2011/2002 E. , 2011/1664 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki kooperatif üyelidğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, yüklenici ve kooperatif yönetim kurulunca yapıldığı iddia edilen imalatların yapılmamasına rağmen hak edişlerin borç olarak yansıtıldığını, çıkarma öncesi ihtarların detay içermediğini, borcu olan tüm üyelere eşit davranılmayarak bazı borçlu üyeler hakkında çıkarma kararı verilmeyerek eşitlik ilkesi ihlal edildiğini ileri sürerek, ortaklıktan çıkarma kararının iptaline ve davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çıkarma öncesi davacıya gönderilen ihtarların detay içerdiğini, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının genel kurulca belirlenen mali yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafın itiraz ettiği yüklenici firmaya ödenen meblağ ile ilgili açılan genel kurul karar iptali davasının aynı mahkemece reddedildiği ve kararın onanarak kesinleştiği, hak edişler bilançolar yoluyla genel kuruldan geçerek kesinleşmesi sebebiyle bu davanın konusu olmadığı, ihtarnamelerde borç miktarlarının tek tek gösterildiği, eşitlik ilkesi ihlali iddiasının ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarma kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli ve denetime elverişli olmayıp, ihraca dayanak ihtarnamelerde "toplam ana para (aidat, ara ödeme, şerefiye) borcu" şeklinde belirtilen ana para borcunun ilk ihtarname tarihi itibariyle anasözleşmenin 14/2. bendinde öngörülen 30 günlük bekleme süresinin geçip geçmediği, diğer anlatımla muaccel olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Öte yandan toplam ana borcun ne kadarının şerefiye ne kadarının aidat borcu olduğu ve ilk ihtarname tarihi itibariyle gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığı da denetlenememektedir. Bu durumda, eksik incelemeye ve yetersiz rapora dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.