23. Hukuk Dairesi 2011/2211 E. , 2011/1548 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 01.04.2001 tarihli genel kurulunda eski yönetim kurulunun ibra edilmediğini, kooperatifin o tarihteki ikinci başkanı olan davalının kooperatiften alacaklı olduğu gerekçesi ile 25.11.2003 tanzim, 25.01.2005 vade tarihli 4.356,00 TL bedelli bonoya dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin bono nedeniyle borcunun bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile dava süresince ödenecek paraların kooperatife iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, davalının kooperatif adına ödediği çek bedelleri karşılığında dava konusu senedin alındığı iddiası nedeniyle davalıdan kooperatif adına yaptığını iddia ettiği ödemeleri açıklaması, kooperatifin borç almasına gerek olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacı kooperatif adına 8 adet toplam 11.000,00 TL bedelli çek ödemesi yaptığı, ödeme tarihlerinde kooperatifin kasa ve başka hesaplarında para bulunmadığı, bu ödemelerin kooperatifin ihtiyacı nedeniyle yapıldığı ve takibe konu senedin de yevmiye defterine kaydının yapıldığı, dolayısıyla dava konusu bononun davalının davacı kooperatife verdiği borç karşılığı düzenlendiği, davacının bu senetten dolayı borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.