23. Hukuk Dairesi 2011/1734 E. , 2011/1543 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması - iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmasız davacı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de niteliği itibariyle bu istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına, karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, 31.5.2007 günlü dava ve 11.9.2007 günlü ıslah dilekçelerinde özetle, müvekkilinin davalı şirkete 16.5.2005 günlü hisse devir sözleşmesi ile aldığı hisselerle ortak olduğunu, sermayenin iki kere arttırıldığını ve bu arttırımlar sonrasında bakiye 857.500,-TL sermaye taahhüt borcu bulunduğunu, müvekkilinin bu arada, şirketin likit para ihtiyacını gidermek maksadıyla, şirkete çeşitli kereler çek vermek, havale göndermek ve sair nakit ödemeler yapmak suretiyle borç verdiğini, ancak bu paraları geri alamadığını, giriştiği iflas yolu ile takibin de itiraza uğradığını, esasen geçerli bir yönetim kurulu kararı olmaksızın müdür sıfatıyla verilen vekaletnameye dayalı itirazın da geçerli olmadığını ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına, ayrıca aleyhine alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının iflas yolu ile takipte karz akdine dayanmazken, dava aşamasında bu sözleşmeye dayanmasının iddiayı genişletme yasağı kapsamında kaldığını, taraflar arasında şirket sözleşmesinden başka sözleşme bulunmadığını, yapılan ödemelerin şirkete yatırım amacını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalı şirket müdürü ...’un, ortaklar kurulunun 23.3.1998 günlü kararı ile müdür olarak atandığı, sonradan ortak olan davacının, yönetim hakkının bulunmadığı, davalı şirket müdürünün, hisse devir sözleşmesi uyarınca, nominal değere göre belirlenen bedelin tamamını alması karşısında, sonradan gönderilen paraların şirketin reel değerini karşılamaya yönelik olduğu savunmasının davalı şirketçe, yazılı delille ispatlanamadığı, ortaklar kurulunun 29.6.2006 gün ve 3 sayılı kararında, davacı ortağa ait arttırılacak sermaye taahhüdünün, daha önce ortaklara borçlar hesabındaki cari hesabından karşılanmasına karar verildiği, dava dışı ...Ltd. Şti.ne yapılan ödemelerin, dava kapsamında olmadığı yönündeki davacı beyanı, sermaye taahhüdü tutarı ve davalı şirket defterlerindeki tutardan düşülmesi gereken kalemlerden arta kalan 1.175.269,45 TL’nin davalı şirketin borcunu teşkil ettiği, davacının karz iddiasının, davalı şirketin usulüne uygun tutulmayan defterleriyle ispatladığı ve yapılan hesaplamaya göre tefhim edilen depo kararı gereğinin, davalı şirketçe yerine getirildiği gerekçesiyle davanın ve icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dışı ...unvanlı şirkete yapılan ödemelerin, takip tutarına dâhil olmadığını ileri sürmüştür. Her ne kadar, bu konuda bilirkişi raporu alınmış ve itiraz üzerine yeni bir heyet oluşturularak ikinci bir inceleme yaptırılmış ise de, ikinci bilirkişi raporu itirazları gidermekte yeterli olmamış, önceki raporu aynen aktarmakla yetinmiş ve hukukçu üye de, raporu denetleyemediğine dair şerh koymuş, bu konudaki itirazlar inandırıcı şekilde karşılanmamıştır. Davacı vekili dava dışı ...A.Ş."ye yapılan ödemelerin takip tutarına eklenmediğini açıklamış iken bilirkişilerce bu tutar takip miktarından düşülmüştür. Bu durumda mahkemece, muhasebe tekniğinde uzman kişilerden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetinden, adı geçen şirkete yapılan ödemeler konusundaki davacı beyanı göz önünde tutularak aldırılacak rapor kapsamına göre, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 03.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.