Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1646 Esas 2011/1432 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1646
Karar No: 2011/1432
Karar Tarihi: 31.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1646 Esas 2011/1432 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, kooperatifin aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle açılan dava sonucu mahkemece haklı bulunmuş ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Ancak, davalı temyiz etmiştir. Mahkeme, davalının üyeliğinin türüne ve buna göre borcun dayanağına ilişkin bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirtmiş ve kooperatifin defter ve kayıtları ile genel kurul kararları üzerinde inceleme yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu nedenle, hüküm davalı lehine bozulmuştur. Kararda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi de açıklanarak, ortaklar arasında hak ve yükümlülüklerin eşitliği ilkesinin vurgulanması ve yönetim kurulunun bu ilkeye uygun davranması gerektiği belirtilmiştir.
23. Hukuk Dairesi         2011/1646 E.  ,  2011/1432 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının ödemediği aidat borçlarının tahsili için Burhaniye İcra Müdürlüğü"nün 2008/821 sayılı dosyasıyla yaptıkları takibe haksız yere itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı,borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının takip tarihi itibariyle 3.580,00 TL aidat ve 237,00 TL faiz borcu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
    Kararı, davalı temyiz etmiştir.
    Davacı dava dilekçesinde davalının aidat borcunu ödemediği iddiasıyla mevcut davayı açmıştır. Davalı ise kendisinin dükkanı kooperatiften peşin ve sabit bedel ödeyerek satın aldığını, yani peşin ve sabit bedelli üye olduğunu savunmuştur.
    Uyuşmazlık, davalının üyeliğinin ne tür bir üyelik olduğu ve buna göre borcun dayanağının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
    Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu sadece aidat alacağının tesbiti ile yetinmiş olup, iddia ve savunmayı karşılayabilecek nitelikte ve dosya kapsamına uygun değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkca ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
    Bu durumda, mahkemece, kooperatifin defter ve kayıtları ve tüm genel kurul kararları üzerinde bilirkişiye inceleme yaptırılarak, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabul konusunda genel kurulca bir karar verilip verilmediği ya da bu hususun genel kurulca benimsenip benimsenmediği saptanıp, buna göre peşin ortaklık mevcut ise davacıların genel idare ve alt yapı giderlerinden borcu bulunup bulunmadığı, peşin ortaklık mevcut değil ise inşaat finansman giderleri dahil tüm aidat borcundan sorumlu olduğu ilke olarak benimsenip, uygun sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar üzerinde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara