Esas No: 2015/7267
Karar No: 2015/7871
Karar Tarihi: 20.10.2015
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/7267 Esas 2015/7871 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuğun müştekiye ait inşaat alanından inşaat kalıbı çalması şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK"nın 142/1-e maddesinde tanımlanan tahsis ve kullanımları gereği açıkta bırakılan eşya hakkında hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulurken aynı Yasa"nın 141/1. maddesi uygulanmak suretiyle eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK"nın 50. maddesi uyarınca 4000 TL adli para cezası seçenek yaptırıma çevrildiği ve adli para cezasının süresinde ödenmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının kısmen veya tamamen hapse çevrileceğinin ihtar edildiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesindeki "... fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış ... bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 106/4. maddesindeki "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki emredici düzenlemeler ve 5237 sayılı Kanun"un 50/6-7 madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyeceği, bu halde seçenek tedbirin değiştirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş ise de suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 142/1-e, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği, bu durumda netice cezanın kısa süreli olmaması nedeniyle aynı Yasa"nın 50. maddesi uyarınca seçenek yaptırıma çevrilemeyeceği ve atıfet kuralı uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 2008/6-47 Esas, 2008/43 sayılı Kararı ışığında, suça sürüklenen çocuğun yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı değerlendirildiğinden, bu husus da bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Bu dava sebebiyle yapılan ve suça sürüklenen çocuğun sarfına neden olduğu 15,00 TL davetiye giderinin, 6352 sayılı Yasa"nın 100. maddesi ile CMK"nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin değerlendirilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama gideri ile ilgili bölüm çıkarılarak yerine ""Bu dava sebebiyle yapılan ve suça sürüklenen çocuğun sarfına neden olduğu 15,00 TL davetiye giderinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK.nun 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.