Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1103 Esas 2011/1419 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1103
Karar No: 2011/1419
Karar Tarihi: 1.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1103 Esas 2011/1419 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasında, davacı müvekkilinin önceki ortaktan borçsuz olarak devir aldığı ortaklık payını kooperatifin kabul ettiği ve borçlarının olduğunu açıkladığı belirtilmiştir. Ancak, davacının ortaklığı devrettikten sonra davalı kooperatife bildirmediği ve devralanın ortaklık kabulüne dair karar alınmadığı savunulmuştur. Davacıya hitaben keşide edilen ihtarnamelerde asıl borç miktarı ve faizin ayrıntılı olarak gösterilmediği gerekçesiyle mahkeme, davacının davayı açmakta hukuki yararı olduğu sonucuna vararak, davanın kabulüne karar vermiştir. Temyiz eden davalı vekilinin tüm itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu
- Türk Ticaret Kanunu
23. Hukuk Dairesi         2011/1103 E.  ,  2011/1419 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... gelmiş, davacı tarafından kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin önceki ortağından ortaklık payını borçsuz olarak devir aldığını, davalının bunu kabul ettiğini, kooperatifin 06.06.2001 tarihli yazısı ile 160.000.000 TL asıl ve 16.000.000 TL faiz olmak üzere toplam 176.000.000 TL borcun olduğunun açıklandığını, bu ortaklığı 06.06.2001 tarihinde ...’e devir ettiğini, durumun davalıya bildirildiğini, buna rağmen gerçeği yansıtmayan ihtarnamelerle ortaklıktan ihracına karar verildiğini, asıl ortakla yazışma yapılmadığını, bu kararın iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını ileri sürerek, ortaklıktan ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, ortaklığın devrinin müvekkiline bildirilmediğini, bu yönde alınmış bir karar bulunmadığını, davacının ortaklığı tüm hak ve borçlarıyla önceki malikten devir aldığını, ihraç kararının yerinde olduğunu, sehven davacıya gönderilen yazının esas alınamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.03.2007 tarih ve 2006/478 E. 2007/3925 K. sayılı ilamıyla, “davacının ihtarnameler öncesi ortaklık sıfatının devam edip etmediği, davacının ortaklığını devir ettiği kişinin ortak olarak kabulü yönünde olumlu bir karar alınıp alınmadığı, alındığının tespiti halinde davacının bu davayı açıp açmada hukuki yararının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, devir bildirilmemiş veya devrin kabulü yönünde olumlu bir karar verilmemişse, aidat ile gecikme faizi alınmasına ilişkin genel kurul kararları dikkate alınarak ihtarnamenin gerçek borç durumunu yansıtıp yansıtmadığı üzerinde durulup, yansıtmadığının ortaya çıkması halinde usulsüz ihtarnamelerle ihraç kararı verildiği kabul edilip, sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının hissesini dava dışı ..."e noter senedi ile devretmiş ise de, bu devrin davalı kooperatife bildirilmediği, devralanın ortaklığa kabulüne dair karar verilmediği, bu nedenle de davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davacıya hitaben keşide edilen ihtarnamelerde asıl borç miktarı ve faizin ayrıntılı olarak gösterilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 31.10. 2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara