Esas No: 2011/872
Karar No: 2011/1316
Karar Tarihi: 25.10.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/872 Esas 2011/1316 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasında birleştirilen elatmanın önlenmesi davalarının reddine karar verilmiştir. Davacı, kendisine tahsis edilen dairenin davalı tarafından işgal edildiğini ve ecrimisil talep etmiş, davalı ise dairenin kendisine tahsis edildiğini ve davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi uyuşmazlığın çözümü için davacıya tahsis edilen konutun belirlenmesinin zorunlu olduğunu belirtmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre, davacı kooperatifin ortağı olsa da yükümlülüklerini yerine getirmediği için tescil ve müdahalenin önlenmesini isteyemeyeceği belirtilmiştir. Ancak, davacının hangi konutun tahsis edildiği belirlenmediği için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme kararnamesinde yer alan kanun maddeleri ise şöyledir: anasözleşmenin 62. maddesi, 59. maddesi (2. fıkra).
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVALI :
Taraflar arasındaki birleştirilen elatmanın önlenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflardan davacı vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili asıl ve birleşen davada, müvekkilinin ... Yapı Kooperatifinin ortağı olup, tüm borçlarını ödediğini, kooperatif ile yapılan 01.05.1998 tarihli protokol gereğince kooperatif bünyesinde yer alan H Blok 3 nolu dairenin müvekkiline tahsis edildiğini, davacının yurt dışına gidip ardından Erzincan’a yerleştiğinden daireye yerleşmediğini, bunu fırsat bilen davalı ..."ın müvekkiline ait daireyi işgal edip, dört yıldan beri fiilen kullandığını ileri sürerek, davalının müvekkiline ait daireye müdahalesinin men’ine, fuzuli işgal nedeni ile dört yıllık toplam 7.800, TL ecri misil tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., anılan daireyi kooperatiften satın aldığını, daireyi kaba inşaat halinde alıp iç işlerini kendisinin yaptırdığını, dairenin genel kurul kararına uygun olarak yönetim kurulunca kendisine tahsis edildiğini ve tahsisin iptal edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Konut Yapı Kooperatifi vekili, davacının ortaklık yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dairenin diğer davalıya tahsis edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalı ..."nun müdahalesinin men"ine ve ecrimisil talebinin kısmen kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nce uyuşmazlığın çözümü için davacıya tahsis edilen konutun belirlenmesinin zorunlu olduğu, mahkemece davacıya dava dışı kooperatif hakkında dava açması için süre verilerek açılan davanın bu dosya ile birleştirilmesi, kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak öncelikle davacıya tahsis edilen konutun belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, tarafların davalı kooperatifin ortağı oldukları, davacının, dava konusu H Blok 3 numaralı dairenin tahsis hakkına sahip olmakla birlikte kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle dairenin kendisine teslimi ve tescilini isteyemeyeceği gibi ecrimisil isteme hakkının da bulunmadığı, davacının yükümlüklerini yerine getirdikten sonra, dairenin teslimini isteyebileceği ve teslim edilmemesi halinde müdahalenin önlenmesi davası açabileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacıya kooperatif ortaklık payına istinaden tahsis edilen konuta davalının vaki el atmasının önlenmesi ve ecri misil istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı ve davalının kooperatif ortağı olduğu, davacının ortaklığının daha eskiye dayandığı, davacıya 01.05.1998 tarihli protokolle uyuşmazlığa konu H-3 nolu dairenin tahsis edildiği, davalıya da aynı konutun tahsis edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davacıya ait üye kayıt defteri sayfasında bu defa davacıya A Blok 9 nolu dairenin tahsis edildiği belirtilmiş iken, keşifte dinlenilen ve halen dava dışı Kooperatif başkanı olduğu anlaşılan ... beyanında davacıya tahsis edilen konutun H-4 nolu daire olduğunu ve bu tahsise ilişkin kayıtların kooperatifte mevcut olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Anasözleşmenin 62. maddesi uyarınca, konutlar, maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ortaklar veya temsilcilerinin katılımıyla noter önünde çekilecek kurayla dağıtılır. Ancak 59. maddenin 2. fıkrası uyarınca, konutların ortaklara önceden dağıtılması halinde kuraya başvurulmaz. 59. maddeye göre yapılan tahsisin genel kurul kararına dayanması, genel kurul kararı bulunmuyorsa yapılan tahsisin sonraki genel kurulda itiraza uğramadan benimsenmesi gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı ile kooperatif yönetimi arasında düzenlenen protokolde davacıya dava konusu konutun verildiğinin belirtilmesine rağmen, üye kayıt defterinde farklı bir dairenin verildiği belirtilmiş, dinlenen tanık ise başka bir dairenin tahsis edildiğini ve bu tahsise ilişkin belgelerin kooperatifte olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacıya kooperatifçe tahsis edilmiş olan birden fazla daire bulunduğundan davacıya gerçekte hangi yerin tahsis edildiği, dava konusu yerin gerçekte kime tahsis edildiğinin belirlenmesi gerekir. Mahkemece, dava konusu dairenin anasözleşmenin 59. maddesi uyarınca davacıya tahsis edildiği kabul edilmiş ise de, protokolle yapıldığı ileri sürülen tahsisin genel kurul kararına dayanıp dayanmadığı, genel kurul kararına dayanmıyorsa anılan tahsisten sonra bu durumun genel kurul bilgisine sunulup sunulmadığı, genel kurul bilgisine sunulmuşsa genel kurulca davacıya yapılan tahsisin benimsenip benimsenmediği üzerinde durulmamış, davacıya hangi konutun tahsis edildiği denetime elverişli şekilde belirlenmemiştir.
Davacıya, protokole yapıldığı iddia edilen tahsis genel kurul kararına dayanmıyorsa veya yapılan tahsis sonraki genel kurullarda, genel kurulun bilgisine sunulmamışsa geçerli bir tahsisten söz edilemez. Diğer yandan, davalı vekili, dava konusu yerin genel kurul kararı uyarınca yapılan tahsisle müvekkiline tahsis edildiğini savunmasına karşılık mahkemece, bu yön üzerinde durularak, genel kurulca tüm ortakları kapsar şekilde tahsis yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa yerin tahsis sonucu kime isabet ettiği üzerinde de durulmamıştır.
Kabul şekline göre ise, davacının dava konusu dairenin tahsis hakkı sahibi olduğu ancak, kooperatife karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle tescil ve müdahalenin önlenmesini isteyemeyeceği belirtilmiş ise de, davacının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, getirmemiş ise ne kadar borcu bulunduğu belirlenmeden soyut olarak davacının edimini yerine getirmediğinden söz edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı ve davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 25.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.