Hırsızlık - suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/4247 Esas 2015/7729 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4247
Karar No: 2015/7729
Karar Tarihi: 19.10.2015

Hırsızlık - suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/4247 Esas 2015/7729 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2015/4247 E.  ,  2015/7729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Y.C.G.K."nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satın alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur.
    Somut olayda, satın alan TCK"nın 165. maddesinin faili olmakla kötü niyetli olduğundan, hırsızlık suçunun faili, çaldığı malı sattığı yeri söyleyerek suç konusu eşyanın mağdura iadesini sağlamışsa da satın alandan elde ettiği parayı kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi” halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşıldığında tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiş, sanığın, suça konu cep telefonun bina vasfında olan otelden çaldığının anlaşılması karşısında, eylemin TCK"nın 142/1-b maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu halde, TCK"nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Kasten işlemiş oldukları suçlar için hapis cezalarıyla mahkûmiyetlerin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... müdafiinin ve ..."ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş oldukları suçlar dolayısıyla hapis cezalarıyla mahkûmiyetlerin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına"" cümlesinin ayrı ayrı eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara