Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1415 Esas 2011/1243 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1415
Karar No: 2011/1243
Karar Tarihi: 24.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1415 Esas 2011/1243 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/1415 E.  ,  2011/1243 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının, 2002, 2003, 2004 ve 2005 yılı Mayıs sonuna kadar aidat borcu, elektrik, su ve bahçe borcu, ek arsa vergisi borcu olmak üzere, 3.590,18 TL asıl, 5.289,25 TL faiz olmak üzere toplam 8.879,43 TL müvekkiline borçlu olduğunu, başlatılan takibatın, haksız olarak takibe, borca ve faize itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, takibin iptaliyle takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dâva etmiştir.
    Davalı vekili, tüm yargılama sürecinde, borcun dayanağının gösterilmediğini, faiz miktarının fahiş olduğunu, genel kurul kararıyla yetkilendirilen yönetim kurulunun, bu yetkilerini kullanırken karar almadığını ve sonrasında genel kurula bilgi vererek onaylattırmadığını, daha önce alınan ruhsat bedellerinin iade edileceğinin 07.07.2008 tarihli karar ile ortaklara bildirildiğini, bu iade edilecek paranın hangi tarihteki borçtan indirileceğinin faiz sonucunu etkileyeceği sebebiyle önem arzettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi" ndeki taraflar arasındaki davanın, daha önceki döneme ilişkin alacakla ilgili olduğu, bu davanın bekletici mesele yapılması gerekmediği, dava konusu döneme ilişkin olarak davalının, aidat borcu ile bahçivan, elektrik, su ve ek arsa giderlerinden oluşan 2.737,80 TL asıl, taleple bağlı kalınarak 5.289,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.127,05 TL borcu olduğu, dava tarihinden sonra kooperatifin aldığı iade kararının, davayı etkilemesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle, dâvanın kısmen kabulüne, itirazın iptaline, 2.737,80 TL asıl alacak, 5.289,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.127,05 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa yıllık % 120 faiz uygulanmasına, davalının 3.250,00 TL inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Hukukumuzda çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilen hallerde mehkemece rapor alınabilir, ancak rapor yetersiz, noksan ve müphem ise, mahkeme bilirkişiden izahat ve açıklama yeni ek rapor isteyebileceği gibi, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alınabilir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, raporda takipte ödenmesi istenen parasal yükümlülüklerin kaynağı belirtilmeden sadece yönetim kurulunun, genel kurulca verilen yetkiye dayanarak ortaklara borç çıkarıldığı belirtilmiştir.
    Bu şekliyle hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterli görülmemiştir. Mahkemece, işin çözümünde teknik veya özel bilginin gerekliliği sonucuna varılmış iken, alınan bilirkişi raporu karşısında, belirtilen bilgiler ışığında bilirkişiden yeni bir rapor alınması gerekmektedir.
    Öte yandan, parasal yükümlülükler ve bu yükümlülüklerin geç ödenmesi halinde alınacak gecikme faizine ilişkin oranlar kooperatifin en üst kurulu konumundaki genel kurulca belirlendikten sonra, yönetim kurulunca bu oranlar ortaklar aleyhine değiştirilemez. Kooperatif genel kurularınca belirlenen faiz oranlarının kademeli olarak % 5-10 olması karşısında, yönetim kurulunca genel kurullarca belirlenen faiz oranlarının % 15 oranında faiz kabul edilmesinin geçerli olarak kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Diğer yandan, yönetim kurulu kararıyla ruhsat işlemleriyle ilgili toplanan paraların geri verilmesine karar verildiği, geri ödenmesine karar verilen para içerisinde davacıdan istenen paranın olup olmadığının araştırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden sonra kooperatifin aldığı iade kararının, davayı etkilemesinin mümkün olmadığının kabulü ile yanılgılı gerekçeyle, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, "infazda nazara alınması" şeklinde uygulamada tereddüte sebep olacak şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dâvalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

























    Hemen Ara