Esas No: 2015/16596
Karar No: 2015/7669
Karar Tarihi: 14.10.2015
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/16596 Esas 2015/7669 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanıklar ... ile ...’ın üzerine atılı 30.11.2004 tarihinde işledikleri hırsızlık suçuna ilişkin hükmün incelenmesinde;
Sanıklar ... ile ...’ın 30.11.2004 tarihinde hırsızlık yapmaya karar verdikleri bu amaçla müştekinin internet cafe olarak işlettiği işyerinin önüne saatin tam olarak tespit edilemediği bir zaman diliminde geldikleri, işyerinin sağlam-muhkem kepenk ve asma kilitlerini demir kesme makası ile keserek içerden birçok bigisayar ve bilgisayar malzemelerini çalmaları şeklinde gerçekleşen olayda; sanıkların lehine olan ve eylemlerine uyan ve 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b; 116/2, 119/1-c; 151/1. maddelerinde tanımlanan bina dahilinden hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarının gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e. maddelerinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 01.05.2007 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması ve bu süre içinde zamanaşımını kesen başka bir işlemin yapılmamış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Sanıklar ..., ... ile ...’ın üzerine atılı 15.12.2004 tarihinde işledikleri hırsızlık suçuna ilişkin hükmün incelenmesinde;
Sanıkların, gece saat 01:00 sıralarında müştekinin işyerinden sağlam-muhkem kepenk ve asma kilitlerini demir kesme makası ile keserek hırsızlık yapmaları karşısında; lehe yasa değerlendirmesi yapılırken sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143/1; 116/2-4, 119/1-c; 151/1. maddelerinde tanımlanan geceleyin bina dahilinden hırsızlık, birden çok kişi ile gece işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarını oluşturduğu ve bu üç suç bakımından verilecek sonuç cezaların toplamına göre lehe yasanın değerlendirilmesi ve belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde sanıkların sadece 5237 TCK"nın 142/1-b. maddesi uyarınca cezlandırılmaları, diğer yandan sanıklar hakkında hüküm kurulurken suçun gece işlenmesi sebebiyle TCK"nın 143. maddesi uyarınca ceza artırımı yapılmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanıklar hakkında hüküm kurulurken verilen sonuç cezanın 2 yıl hapis cezası olduğu dikkate alınarak, CMK"nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun tartışılmaması yasaya aykırı ise de; sanıkların müştekinin zararını gidermemesi ve hükümde cezanın ertelenmemesi gerekçesinde sanıkların ileride bir daha suç işlemeyeceklerine kanaat getirilmediğinin açıklanması karşısında, CMK"nın 231/6. maddesindeki yasal şartların bulunmaması sebebiyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK"nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Birlikte suç işleyen sanıkların, neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak yerine "" TCK"nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmalarına"" cümlesinin ve yargılama giderinin tahsiline ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine “Birlikte suç işleyen sanıkların, neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.