Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/885 Esas 2011/1232 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/885
Karar No: 2011/1232
Karar Tarihi: 24.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/885 Esas 2011/1232 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/885 E.  ,  2011/1232 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Vek. Av. ... gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalın kurulduğu tarihten 2000 yılına kadar müdürlüğünü yaptığını, davacıya hitaben aidat ödemediğinden bahisle ihtarname keşide edildiğini, davacının ise müdürlük görevi nedeniyle alacağının bulunduğunu ve takas yapılmasını istediğini, sonrasında genel kurul toplantılarına çağrılmadığını, kur"a çekiminin davacının katılımı olmadan yapıldığını, davacı kooperatif üyesi olduğu halde adına bağımsız bölüm belirlemesi yapılmadığını ileri sürerek, 12.07.2003 tarihli kura işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı hakkında verilen ihraç kararının kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen ayrık bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının ihracına karar verildiği, bu karara karşı 3 aylık hak düşürücü sürede itiraz edilmediği, kur"a çekme tarihi itibarıyla davacının dava açma hususunda ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davalı kooperatifin ortağı olduğunu iddia eden davacının, davalı kooperatifçe ortaklıktan ihraç edildiğinden bahisle kur"a çekim işlemine tabi tutulmaması nedenine dayalı, kur"a çekim işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ihracına dair karar aleyhine 3 aylık hak düşürücü sürede davacının itiraz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacının ihracına dair karara ilişkin noter ihtarı incelendiğinde; davacının 500,00 TL"lık edimini yerine getirmediğinden bahisle davalı kooperatif yönetim kurulunun 25.02.2002 tarihli kararına ilişkin olarak, “üyelikten ihracınızın gerektiğine karar verilmiş bulunmaktadır. Böyle bir olaya meydan vermemek için işbu ihtarnameyi tebellüğ ettiğinizden itibaren 10 gün içinde biriken borçlarınızın tamamını ödemenizi, aksi halde kooperatif üyeliğinden ihraç edileceğinizi ihbar ederiz” şeklinde ihtarname gönderilmiş ve davacıya 05.03.2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu ihtarnameden, davalı kooperatifin davacı üyesine 10 günlük atıfet mehli verdiği, davacının atıfet süresinde ödeme yapması halinde ihraç kararının düşeceği anlaşılmaktadır. Davalı kooperatifin bu ihtarına karşı davacı 07.03.2002 tarihli ihtarnamesiyle, 13.08.2001 tarihine kadar davalı kooperatifin müdürü olarak çalıştığını, müdürlük ücreti alacağının bulunduğunu, bu ücretten ihraç ihtarları ile istenen para ve ihraç prosedürü sonrasında tahakkuk edecek aidatların mahsup edilmesini istemiştir.
    Öte yandan, dosya içerisindeki belge ve bilgilerden davacının 1.193,00 TL ücret alacağının var olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, mahkemece, davacının ihracına ilişkin kararın tebliği, verilen atıfet mehli, davacının müdürlük ücreti alacağı, ihraç ihtarı ile verilen atıfet mehli sonrasında yapılan takas mahsup def"i üzerinde durularak, davacının üyeliğinin devam edip etmediği, devam ettiğine kanaat getirilmesi halinde davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 825,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara