Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/792 Esas 2011/1211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/792
Karar No: 2011/1211
Karar Tarihi: 20.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/792 Esas 2011/1211 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/792 E.  ,  2011/1211 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    İSTEMCİ :
    MÜDAHİLLER :

    İstemcinin iflasın ertelenmesi talebi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahillerden ...., ...., .... ve .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    İstemci vekili, müvekkilinin boru ve profil demir-çelik üretimi ile iştigal ettiğini, bunun %65’lik kısmının ihracata yönelik olduğunu, konjonktür nedeniyle 2006 yılından itibaren girişken satış politikasından vazgeçildiğini ve satışlarda daralma yaşandığını, çelik sektörünün hızlı bir düşüş trendine girdiğini, hammadde alımlarının peşin akreditifle yapılabildiği bu alanda, yüksek oranda banka kaynaklarına müracaat edildiğini, stoklardaki çelik fiyatının da düştüğünü, şirketin tek sorununun kısa vadeli finansman olduğunu, tedarikçiler ve işçilerin şirkete tam bir güven duyduklarını, şirketin 109.207.353,-TL’lik varlığı karşısında, 112.445.882,-TL borçla, (-) 3.238.529,-TL borca batık olduğunu, ancak alacaklı bankalarla uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma konusunda görüşmelerin başladığını, satış arttırıcı önlemlerin alınacağını, gerçekleşecek siparişlerden elde edilecek gelirin işletme sermayesi olarak kullanılacağını, kapasitenin buna elverişli olduğunu, gaz maliyetinin indirilebilmesi için hidrojen tesisinin işletmeye alınacağını, Cezair’de yerleşik... adlı şirketle iş ortaklığı görüşmelerinin sürdürüldüğünü, hissedarların kaynak girişi sağlayacaklarını ve bu suretle iflastan kurtulmanın mümkün olabileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Müdahiller vekilleri, tedbirlerin yasaya uygun olmadığını ve yasal şartları taşımadığını savunarak, istemin reddini talep etmişlerdir.
    Mahkemece, dosya kapsamına, benimsenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre, şirketin borçlarının tasfiyesi konusunda, müdahil bankalarla “Uzlaşma ve Borç Tasfiye Sözleşmesi” akdedildiği gerekçesiyle istemin kabulüne, istem sahibi şirketin iflasının 17.9.2010 tarihinden itibaren bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, müdahillerden ...., ...., .... ve .... vekilleri temyiz etmiştir.
    İflasın ertelenmesi talebinde bulunabilmek için, şirketin borca batık durumda bulunması, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olması ve fevkalade mühletten yararlanılmamış olması gerekir.
    TTK’nun 324 üncü maddesi uyarınca borca batıklığın tesbiti için düzenlenecek bilançoda, varlıkların rayiç değerlerinin dikkate alınması şarttır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, varlıkların rayiç değerlerine değil, defter değerlerine atfen hesaplama yapıldığı görülmüştür. Bir kısım müdahillerin açıklamalarında, uzlaşma protokolü görüşmeleri sırasında yapılan tesbitlerde, istemci şirketin sahibi olduğu taşınmazların değerlerinin, kaydi değerlerin çok üzerinde bulunduğu ve rayicin belirlenmesi ile, borca batıklık unsurunun gerçekleşmeyebileceği ileri sürülmüştür.
    Öte yandan, ortakların sermaye taahhütlerini tam olarak yerine getirmemeleri, iyileştirme projesinin ciddi olmadığını gösterir. Somut olayda, bilirkişi raporunda sermaye taahhüt borçları üzerinde hiç durulmamış, şirket ortağı da duruşmadaki beyanında, bakiye borçları olduğunu bildirmiştir.
    Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli bir rapor alınarak, borca batıklığın rayiç değerler üzerinden saptanması, şirketin sermaye yapısı ile sermaye taahhüt borçlarının belirlenmesi, iyileştirme projesinin soyut beklentilere göre değil, somut verilere göre değerlendirilmesi yapılmalı ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Diğer taraftan, mahkeme kararında, infazda tereddüt yaratacak biçimde, tek tek açıklamaktan kaçınılarak, yargılama aşamasında verilen tedbirlerin devamına şeklinde hüküm oluşturulması doğru olmadığı gibi, erteleme kararının usulünce ilan edilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahiller ... Bank A.Ş., ... Bank A.Ş., ... Bank A.Ş. ve...Tekfen A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara