Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/404 Esas 2011/1201 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/404
Karar No: 2011/1201
Karar Tarihi: 20.10.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/404 Esas 2011/1201 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/404 E.  ,  2011/1201 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılar Karadeniz Vergi Dairesi ve T. Halk Bankası AŞ. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-
    Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın 30.04.2010 günü satıldığını ve düzenlenen sıra cetvelinde müvekkili ile davalı Vergi Dairesi’nin garameye dahil edildiğini, oysa adı geçen davalının 12.905,38 TL’lik tek kalem alacağı varken, İcra Müdürlüğüne gönderilen yazının yanlış yorumlanması nedeniyle daha yüksek bir miktarın hesaplamaya esas alındığını, İİK’nun 206. maddesi uyarınca alacaklarının öncelikli olması nedeniyle Vergi Dairesi’nin garameye alınamayacağını, alınsa bile, alacağının hatalı hesaplandığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Vergi Dairesi vekili, 10.6.2010 tarihi itibariyle alacağın 13.071,04 TL olduğunu, İcra Müdürünün hesap hatasından kaynaklanan işlem nedeniyle kusurlarının bulunmadığını, iddiaların kabulü mümkün olsa bile masraf ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalılar, yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece, dosya kapsamına göre, icra müdürünün vergi alacağı hesabını yanlış yaptığı, 08.06.2010 itibariyle vergi alacağının 13.071,04 TL olduğu ve garame hesabında bu tutarın dikkate alınması gerektiğinden bahisle davanın kabulüne, davalıların dava açılmasına sebebiyet vermedikleri gerekçesiyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarına ve harç ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı ile davalılar Karadeniz Vergi Dairesi ve T. Halk Bankası AŞ. vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nun 376 ncı maddesine göre, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı yasanın 388 nci maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu 389 ncu maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    İşte bu gibi hallerde, HUMK’nun 389 ncu (HMK 297/2-298/2) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
    Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141 nci maddesi ile HUMK ve HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir.Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
    Somut olayda mahkemece, kısa karar ile, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendinde “… davalılar dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına” denilmişken, gerekçeli kararın izleyen bentlerinde davalılar yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçla sorumlu tutulmuştur. Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendi ile ikinci, üçüncü ve dördüncü bentleri arasındaki bu çelişkinin giderilmesi için, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle, taraf vekillerinin anılan yöne ilişen bir bölüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.























    Hemen Ara