Esas No: 2016/8012
Karar No: 2016/7900
Karar Tarihi: 22.12.2016
213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/8012 Esas 2016/7900 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında; Beraat
Sanık ... hakkında; Mahkumiyet
I- Katılan vekilinin, sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
213 sayılı Yasanın 367. maddesi uyarınca dava şartı olan...Vergi Dairesi Başkanlığı" nın 30.01.2007 günlü mütalaasının sanık ... ile Şebnem Yıldırım isimli şahıslar hakkında düzenlendiği, sanık ... hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşılmakla; sanık ... hakkında dava şartı olan mütalaa alınarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
II-Katılan vekilinin, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- Sanık hakkında komisyon karşılığında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında, sanığın savunmasında suça konu şirketin hissesini kağıt üzerinde devraldığını ancak şirket adına hiçbir işlem yapmadığını, sadece Noterde şirket hissesini devralırken imza attığını, başka yere imza atmadığını, sahte fatura düzenlemediğini savunması, suça konu faturalara ilişkin bilgilerin dosya içerisinde bulunmaması ve verilen matrahlı son beyannamenin 2004 yılına ilişkin olması karşısında; sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihi düzenlenen son fatura tarihi olduğu cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, dava zamanaşımı yönünden önemli olduğu da gözönünde bulundurulup katılan kuruma müzekkere yazılarak sanığın düzenlediği iddia edilen fatura bilgilerinin istenmesi suretiyle suç tarihinin belirlenmesinden sonra, karşıt inceleme raporları getirtilip, sahte faturaları kullanan kişiler/şirketler hakkında kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikallerinin sağlanarak ayrıntılı özetlerinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak, kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının saptanması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan şirket banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, düzenlenen çeklerin kimler tarafından tahsil edildiği ve faturaları düzenleyen şirkete yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullananlar ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, mükellef şirkete ait beyanname, fatura, yoklama tutanakları ve diğer belge asıllarındaki yazı, rakam ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığının tespiti yönünden usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılmasından ve suç tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili kişi/kişilerin belirlenmesinden sonra sanığın şirketin kendi rızası ile kurulduğunu belirtmesi ve suça iştiraki de gözetilerek toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Her takvim yılında işlenen sahte fatura düzenlemek eylemlerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları, aynı takvim yılı içinde farklı tarihlerde düzenlenen faturaların da zincirleme suçu oluşturduğu gözetilmeden “2003, 2004, 2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında ""sahte fatura düzenlemek"" fiililerinin tek suç kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmaması,
c) Dosya arasında bulunan adli sicil kaydından ertelemeye engel geçmiş hükümlülüğü bulunduğu anlaşılan sanık hakkında, cezanın ertelenmesine karar verilmesi,
d) Kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00 TL olan maktu vekalet ücreti yerine eksik vekalet ücretine hükmolunması,
e) 5237 sayılı TCK"nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın aynen çektirilmesine" karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı,
f) T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.