23. Hukuk Dairesi 2011/282 E. , 2011/984 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş, davacı taraftan gelen olmadığından davacı tarafın yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden tahsiline yönelik başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın görev, yetki ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, İstanbul Ticaret Sicilinde tescilli işletme kooperatifi şeklinde faaliyet gösteren davacının genel kurullarında alınan kararların bağlayıcılığı için ortaklara tebliğinin gerekmediği, davacının takip tarihi itibariyle toplam alacağının 24.462,10 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve hükümolunan tutar üzerinden % 40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, aidat alacağının tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatifin 19.12.1998 ve 28.04.2002 tarihli genel kurullarında, aidatlarını zamanında ödemeyen ortaklardan aylık % 15 oranında gecikme faizi alınmasına karar verilmiştir. Kooperatif ile ortağı arasındaki ilişki, ticari nitelik içermez. Kâr amacı gütmeyen ve sosyal yönü bulunan bir özellik taşır. Aidatlarını düzenli ödemeyenler hakkında gecikme faizi alınmasına karar verilmesinde kural olarak bir yanlışlık bulunmamaktadır. Ancak, ortaktan tahsili gerekli gecikme faizinin de makul oranda olması zorunludur. Somut olayda, aylık gecikme faizinin % 15 olarak belirlenmesinin, BK’nun 19. ve 20. maddesine aykırı olduğunun, kabulü halinde bu kararlar yok hükmünde olup, temerrüde düşülen işlemiş ve işleyecek aylar itibariyle ancak yasal faiz talep edilebileceği gözetilmelidir.
Her ne kadar gecikme faizine ilişkin genel kurul kararlarının iptal edildiği veya iptali için dava açıldığı savunulmamış ise de, anılan yasa hükümleri uyarınca mutlak butlanla batıl olduğu sonucuna varılması halinde bu kararların bu dava için de dahi geçersizliğinin dikkate alınması gerekeceğinden, temerrüde düşülen aylar ve sonrasındaki ekonomik koşullar nazara alınarak işlemiş ve işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen, 825.00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 11.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.